. Akdeniz Bölgesinin Ekonomik Faaliyetleri Ay Perisi Akdeniz Bölgesinin Ekonomik Özellikler Akdeniz bölgesinin ekonomik kaynakları Akdeniz bölgesinin ekonomiye katkısı Akdeniz Bölgesinin Ekonomik Faaliyetleri Nelerdir Tarım Yazların uzun ve sıcak, kışların ılık geçmesi nedeniyle yılda 2, 3 kez tarımsal ürün alınır. Yaz kuraklığının tarımı olumsuz etkilemesi sulamayı zorunlu kılmıştır. Kışların ılık geçmesi ve güneşlenme süresinin uzunluğu seracılık faaliyetlerini geliştirmiştir. Bölgede ekonomik değeri yüksek olan ve ihraç edilen tarım ürünlerinin yetiştirilmesi tercih edilir. Antalya Bölümü’nde kalkerli arazinin yaygınlığı ve yaz kuraklığının belirginliği tarımı olumsuz yönde etkiler. Tarım Ürünleri Kıyı Bölgesi Tarım Ürünleri Kış ılıklığına bağlı olarak turunçgil ve muz üretimi yapılır. Muzun %100’ü, turunçgillerin % 88’i bu bölgede üretilir. Ayrıca Türkiye pamuk üretiminin % 35’i, sebzenin % 26’sı, yerfıstığının % 88’i anasonun % 65’i ve susamın % 80’i bu bölgeden sağlanmaktadır. Göller Yöresi Tarım Ürünleri Burada yetiştirilen ürünler kıyı kesiminden farklılaşır. Tahıl, haşhaş, anason, şeker pancarı, gül ve tütün yetiştirilir. Hayvancılık Akdeniz Bölgesi’nde çayır ve otlakların az yer tutmasına karşın beslenen hayvan sayısı bir hayli fazladır. Bu durumun nedeni her zaman yeşil kalabilen ve 800 m’lere kadar çıkabilen maki topluluğunun varlığıdır. Teke Yarımadası, Taşeli Platosu ve Torıs Dağları’nda küçükbaş hayvancılık yaygındır. Özellikle kıl keçisi beslenir. Dağların yüksek kesimlerinde koyun yetiştirilir. Arazinin çok engebeli olması nedeniyle hayvanların et ve süt verimi düşüktür. Antalya Yöresi’nde arıcılık önemlidir. Ormancılık Türkiye ormanlarının yaklaşık % 24’ü bu bölgede bulunur. Buna bağlı olarak ormancılık gelişmiştir. Orman ürünleri Göller Yöresi’ndeki kereste fabrikalarında işlenir. Dalaman Muğla, Silifke-Taşucu’nda Mersin ise kağıt fabrikaları bulunur. Madenler ve Enerji Kaynakları Madenler Antalya Bölümü maden bakımından daha zengindir. Bu bölümdeki Fethiye – Dalaman havzası önemli bir krom çıkarım alanıdır. Ayrıca Adana-Kozan, Hatay, Amanos Dağları’nda krom çıkartılır. Antalya-Akseki ile Konya-Seydişehir arasında Türkiye’nin en büyük boksit yatakları yer alır. Keçiborlu’da kükürt yatakları bulunur. Kahramanmaraş-Faraşa, İskenderun-Payas’ta demir yatakları işletilir. Enerji Üretim Tesisleri Seyhan, Aslantaş, Menzelet, Oymapınar bölgedeki önemli hidroelektrik santrallerdir. Sanayii Başlıca endüstri tesisleri şunlardır Antalya Bölümü’nde endüstriyel gelişim, ulaşım zorluğu nedeniyle daha geridir. Besin – Bitkisel Yağ Adana, Kahramanmaraş, Antalya Şeker Burdur İplik ve Pamuklu Dokuma Adana, Tarsus, Kahramanmaraş, Antalya Halı Dokuma Isparta, Burdur Sigara – İçki Adana Demir – Çelik İskenderun Petrol Rafinerisi Mersin Ataş Alüminyum Seydişehir Gübre Mersin, İskenderun Tarım Makineleri Çukurova, Adana Pil Antalya Ulaşım Toros Dağları’nın kıyıya paralel uzanması, ulaşımı güçleştirir. Adana Bölümü ulaşım bakımından daha elverişlidir. Çukurova, Gülek ve Belen geçitleri ile diğer bölgelere bağlanmıştır. Silifke ovası Sertavul geçidi ile Antalya ise Çubuk geçidi ile iç kesime bağlantılıdır. Antalya dışındaki kentler demiryolu ile diğer bölgelere bağlantılıdır. Mersin ve İskenderun Limanları ard bölgelerine demiryolu ile bağlantılı olduğundan gelişmiştir. Dörtyol ve Yumurtalık önemli petrol limanlarıdır. Turizm Bölgenin kıyı kesimindeki elverişli iklim koşulları, doğal güzellikler ve tarihi zenginlikler turizmin gelişmesini sağlamıştır. Özellikle Antalya Bölümü’nde turizm gelişmiştir. Antalya, Alanya, Side, Kaş, Kalkan bu bölümde deniz turizminin geliştiği merkezlerdir. Akdeniz medeniyetini simgeleyen Olimpus, Patara gibi tarihi şehir kalıntıları önemli turistik çekiciliklerdir. Bölgede geniş alan kaplayan karstik şekiller, özellikle Damlataş ve İnsuyu mağaraları ile Cennet – Cehennem obrukları doğa harikasıdır. Pek çok milli park ile uluslararası yarışma ve festivallere duyulan aşırı ilgi bölge turizminin gelişmesine katkıda bulunmaktadır. Bölgenin Ülke Ekonomisindeki Yeri Akdeniz Bölgesi Türkiye’nin 4. gelişmiş bölgesidir. Aşağıda bölge ekonomisinde önemli yer tutan ürün ve ekonomik faaliyet türlerinin listesi verilmiştir. Muz Turunçgiller Pamuk Yerfıstığı Sebze Meyve Orman ürünleri Turizm 2. MARMARA BÖLGESİNİN EKONOMİK FAALİYETLERİTürkiye'deki üç iklim tipinin de görüldüğü Marmara Bölgesi ekonomik faaliyetler bakımından çeşitlilik gösterir. Tarım ve hayvancılığın yanı sıra ulaşım rahatlığı nedeniyle sanayi ve ticaret de oldukça gelişmiştir. Coğrafi bölgelerimiz içerisinde yükseltisi en az olan bölgemizdir. Ekili dikili arazi oranı %30'dur. Ormanlık alan oranı %11,5'tir. Yüz ölçümüne göre ekili dikili alanı en fazla olan bölgemizdir. Sebebi engebenin az, düzlüklerin fazla olmasıdır. Makineli tarım çeşitliliği yetiştirilen ürünleri de çeşitli kılmaktadır. Ulaşımın kolay, sulamanın yaygın olması nedeniyle tarım gelişmiştir. Bölgede tarımın gelişmesinde etkili faktörler şunlardır ^ Ovaların geniş yer kaplaması, ^ Makineli tarımın yaygın olması, ^ Ulaşımın kolaylığı, ^ Sulamanın yaygınlığı, ^ Arazinin fazla engebeli olmaması, ^ Tüketici nüfusunun fazla olması, ^ Bölgede üç iklimin görülmesi, yani iklim çeşitliliği gibi faktörler bölgede tarımın gelişmesinde etkili olmuştur. Bölge Türkiye'nin ayçiçeği üretiminin yaklaşık %73'ünü gerçekleştirir. Bağcılık da hayli gelişmiştir. İstanbul ve çevresinde kümes hayvancılığı, Bursa ve çevresinde ipekböcekçiliği yapılmaktadır. Sanayisi ve ekonomisi çok gelişmiş bir en büyük sanayi bölgesi İstanbul-Adapazarı arasında bulunmaktadır. Ulaşımın ve ham madde temininin kolay olması ve pazarlama kolaylığı gibi sebeplerle sanayisi çok gelişmiştir. Milli gelirimizin önemli bir kısmı bu bölgemizden karşılanır. Enerji tüketiminde ilk sıralardadır. Türkiye’ de üretilen enerjinin üçte biri Marmara Bölgesi'nde tüketilir. Başlıca sanayi ürünleri olarak otomotiv, işlenmiş gıda, dokuma, hazır giyim, çimento, kağıt, petrokimya ürünleri, beyaz eşya ürünlerini sayabiliriz. Bölgede sanayinin gelişmesinde etkili olan faktörler ^ Hammadde teminin kolay olması, ^ İş gücünün fazla olması, ^ Pazarlama kolaylıkları, ^ Ulaşımın kolaylığı, Benzer Yazılar Türkiye’nin Ekonomik Faaliyetleri Hakkında Bilgi TARIM TARLA ve BAHÇE KÜLTÜRLERİTarım, toprağı işleyerek ekme ve dikme yoluyla çeşitli ürünler elde etme işine denir. Ülkemiz topraklarının % 36’sı tarım arazisi olarak kullanılır. Ülkemizde çalışan nüfusun yarısına yakını tarımla uğraşmaktadır. Bu yüzden tarım Türkiye ekonomisi için çok önemlidir. Cumhuriyetin ilk yıllarında tarım ülkemizde daha çok ilkel yöntemlerle yapılıyordu. Makine kullanımı, zararlı böcek ve bitkilerle mücadele, kaliteli tohum kullanımı ve sulama ülkemizde gelişmemişti. Bu yüzden tarımsal üretim oldukça azdı. Fakat daha sonra yapılan çalışmalar sayesinde tarımımızda önemli gelişmeler olmuştur. Ziraat fakültelerinin açılması, tarım makine ve aletlerinin üretilmesi, yapay gübre ve kaliteli tohum kullanımı ile sulamaya önem verilmesi bu gelişmeye neden olmuştur. Aynı zamanda Devlet Üretme Çiftlikleri, Ziraat Bankası, Toprak Mahsulleri Ofisi ve Tarım KrediKooperatiflerinin kurulması bu gelişmenin diğer nedenleridir. Bunların yanında GAP Güneydoğu Anadolu Projesi ta Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin toptan kalkınmasını amaçlayan çok önemli bir projedir. GAP sayesinde tarımsal üretimde büyük artışlar olmaya tarımı etkileyen bazı faktörler vardır. Bunların önemlilerini şöyle sıralayabiliriz; • Toprak bakımı Tarım faaliyetleri toprak üzerinde yapıldığı için toprak bakımı çok önemlidir. Toprak çapa, bel, pulluk ve saban gibi aletlerle havalandırılır. Bu olay toprağın verimini artırır. • Sulama Bütün tarım ürünlerinin suya ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaç yetiştirilen tarım ürününe göre değişir. Bu nedenle toprak uygun zamanlarda ve yeterince sulanmak zorundadır. • Gübreleme Toprağın besin ve mineral bakımından zenginleştirilmesidir. Gübre, yapay ve doğal gübre olarak iki kısma ayrılır. Hayvan dışkılarından olan gübreye doğal gübre denir. Değişik minerallerin birleştirilmesi ile elde edilen gübreye ise yapay gübre denir. Gübreleme tarım ürünlerinin verimini önemli oranda artırır. • Kaliteli tohum Tarım ürünlerinden daha fazla verim almak için mutlaka kaliteli tohum kullanmak Tarımı ve Tarla Ürünlerimiz Ülkemizdeki tarım alanlarının büyük kısmını tarlalar oluşturur. Tarlalar eğimli ve engebeli arazilerde olduğu gibi düz alanlarda da olabilmektedir. Tarlaların büyük kısmı her yıl ekilir. Bazıları ise bir yıl ekilip ertesi yıl boş bırakılır. Bu duruma nadas tarımı denir. Buradaki amaç mineral bakımından fakir olan toprağın bir yıl dinlenerek mineralce zenginleşmesidir. Tarlalarda ekilen tarım ürünlerini şu şekilde gruplara Tahıllar Tahıllar ülkemizde en fazla üretimi yapılan tarım ürünleridir. Ülkemizdeki ekim alanlarının büyük kısmı tahıllara ayrılmıştır. Tahıllar; buğday, arpa, mısır, pirinç, çavdar ve yulaf gibi tarım ürünlerinden oluşur. Buğday Ülkemizde en fazla üretilen ve tüketilen tarım ürünüdür. Çok yaygın bir ekim alanı vardır. Doğu Karadeniz Bölümü’nün kıyı kesimi ve yüksek yerler haricinde ülkemizin her yerinde yetiştirilir. Fakat en fazla İç Anadolu Bölgesi’nde yetiştirilir. Ülkemizdeki buğdayın 1/3’ü bu bölgede üretilir. Buğday tarımı genellikle sulama ile yapılamaz. Bitkinin su ihtiyacı yağmurlardan karşılanır. Bu yüzden üretilen buğdayın miktarı yağışlara göre değişir. Aynı zamanda üretiminde yıllara göre büyük dalgalanmalar olur. Buğday en fazla ekmek yapımında kullanılır. Aynı zamanda unlu mamüller, bisküvi ve makarna yapımında da yaygın olarak buğday üretiminin coğrafî bölgelere dağılımı Arpa Ülkemizde yaygın bir ekim alanı vardır. Buğdaydan sonra en fazla yetiştirilen tahıldır. En çok İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yetiştirilir. Buğdaya göre sıcağa ve soğuğa karşı daha dayanıklı olup, daha kısa sürede yetiştirilir. Bu yüzden buğdayın yetiştirilemediği yüksek yerlerde de yetiştirilebilir. En fazla hayvan yemi ve bira sanayisinde ham madde olarak kullanılır. Mısır Yetişme koşulları diğer tahıllardan farklıdır. Mısır, yaz yağışlarının ve sulama imkânlarının olduğu yerlerde rahatlıkla yetiştirilebilir. En fazla Akdeniz ve Karadeniz bölgelerinde yetiştirilir. Ülkemizdeki ekim alanı oldukça yaygındır. Karadeniz Bölgesi’nde halkın temel besin maddesi olarak kullanılır. Ayrıca mısırdan yemeklik yağ elde edilir. Bir kısmı da hayvan yemi olarak kullanılır. Pirinç Pirinç, çeltik bitkisinden elde edilen üründür. Çeltik hasat edildikten sonra kabukları ayıklanarak pirinç elde edilmiş olur. Çeltiğin tarımı su içinde yapılır. Tarımı için en uygun alanlar akarsu kenarlarındaki düzlükler ve sulanabilen ovalardır. En fazla Edirne, Samsun, Çorum, Kastamonu, Hatay ve Diyarbakır gibi illerde yetiştirilir. Önemli bir besin maddesi olan pirinç üretimi ülkemiz tüketimini karşılayamaz. Ülkemizde yetiştirilen diğer tahıl ürünleri ise çavdar, yulaf ve darıdır. Bu ürünler çok geniş ekim alanlarına sahip değillerdir. Genellikle hayvan yemi olarak kullanılırlar. Tarla tarımında tahıllardan başka sanayi bitkileri de Sanayi Bitkileri Doğrudan tüketilmeyip fabrikalarda ham madde olarak kullanılan ürünlerdir. Ülkemizde yetiştirilen başlıca sanayî bitkileri, pamuk, tütün, şeker pancarı, haşhaş, ayçiçeği ve zeytindir. Pamuk Yetişme döneminde bol su isteyen ve verimli alüvyal ovaları seven bir bitkidir. Hasat zamanında ise yüksek bir sıcaklığa ihtiyaç duyar. Bu dönemin oldukça kurak geçmesi gerekmektedir. Yaz yağışları pamuk üretimine zarar verir. En fazla Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yetiştirilir. Pamuk, dokuma sanayisinin ham maddesidir. Çekirdeğinden elde edilen yağ ise margarin üretiminde kullanılır. Ülkemizde pamuk üretimi oldukça fazladır. Ayrıca pamuk ve pamuklu dokuma ürünleri ülkemiz ihracatında önemli bir yer tutar. Tütün Yetişme döneminde bol su ister. Olgunlaşma ve hasat döneminde ise yüksek sıcaklık ister. Ülkemizde en çok Ege Bölgesi’nde yetiştirilir. Daha sonra Güneydoğu, Karadeniz ve Marmara bölgeleri gelir. Tütün, sigara gibi sağlığa zararlı olan dumanlı içeceklerin ham maddesidir. Ülkemizde devlet denetiminde tütün üretiminin coğrafî bölgelere dağılımıŞeker pancarı Kıyı bölgelerimiz dışında ülkemizin her yerinde rahatlıkla yetiştirilmektedir. Yağışların yeterli olmadığı yerlerde sulamalı olarak yetiştirilebilir. Büyük kısmı İç Anadolu Bölgesi’nde yetiştirilir. Daha sonra Karadeniz ve Marmara bölgeleri gelir. Şekerin ham maddesidir. Ayrıca posası hayvan yemi olarak kullanılır. Bu yüzden şeker fabrikalarının çevresinde büyükbaş hayvancılık şeker pancarı üretiminin coğrafî bölgelere dağılımıAyçiçeği Ülkemizin her yerinde yetişme imkânı vardır. Fakat büyük kısmı Marmara Bölgesi’nde yetiştirilir. Yaz yağışlarından olumsuz etkilenir. Yağışın yetersiz olduğu yerlerde sulama ile yetiştirilebilir. Bitkisel yağ üretiminde kullanılır. Ülkemizdeki bitkisel yağ üretiminin yarıya yakını ayçiçeğinden elde ayçiçeği üretiminin coğrafî bölgelere dağılımıZeytin Akdeniz ikliminin görüldüğü yerlerdeki eğimli arazilerde rahatlıkla yetiştirilebilir. Bu yüzden en fazla Ege Bölgesi’nde yetiştirilir. Daha sonra Marmara ve Akdeniz bölgeleri gelir. Akdeniz Bölgesi’nde az yetiştirilmesinin nedeni; daha fazla gelir getiren ürünlerin ekilmesidir. Ülkemiz Dünya’nın önde gelen zeytin üreticisi ülkeleri arasındadır. Sert çekirdekli meyvelerdendir. Sofralık zeytin olarak tüketildiği gibi yağ üretiminde de kullanılır. Ayrıca sabun üretiminde de kullanılır. Haşhaş Uyuşturucu madde elde edildiği için devlet denetiminde yetiştirilir. Aynı zamanda ilâç yapımında ve yemeklik malzeme olarak kullanılır. En fazla Ege Bölgesi’nde Baklagiller Fasulye, nohut, bakla, mercimek ve bezelye gibi bitkiler baklagilleri oluşturur. Proteince zengin olan baklagiller genellikle kuru olarak tüketilirler. Ülkemizin her bölgesinde yetiştirilmektedir. İç Anadolu Bölgesi baklagil üretiminde ilk Tarımı ve Bahçe Ürünlerimiz Bahçe tarımı, genellikle yerleşim merkezlerinin yakınında bulunan bahçelerde yapılır. Sulamalı olarak küçük tarım aletleri ile tarımı yapılır. Ülkemizde tarımı yapılan başlıca bahçe bitkileri şunlardır; Çay Ülkemizdeki en uygun yetişme alanını Doğu Karadeniz Bölümü’nün kıyı kesiminde bulmuştur. Burada üretilen çay ülkemiz ihtiyacını karşılar. Çay üretimi için bol yağış ve eğimli yamaçlar gereklidir. Çay bitkisi metre boyunda çok yıllık bir ağaççıktır. Bu ağaççıkların sürgünleri kesilir. Daha sonra fabrikalarda işlenerek çay elde edilmiş olur. Sebzeler Farklı iklim tiplerinin görüldüğü ülkemizde birçok sebze türü yetiştirilmektedir. Sebzeler genellikle taze olarak iç piyasada tüketilir. Bu yüzden iç ticaretimizde önemli bir yeri vardır. Ekim alanları oldukça yaygındır. Sebze üretiminin en fazla olduğu yer Akdeniz Bölgesi’dir. Bu bölgeyi Ege ve Marmara bölgeleri takip eder. Sebzelerin en az yetiştirildiği yer ise iklim koşulları elverişsiz olduğu için Doğu Anadolu Bölgesi’dir. Sebzelerin büyük kısmı yaz mevsiminde yetiştirilir. Bunların en önemlileri patlıcan, domates, biber, bamya ve salatalıktır. Ispanak, lahana, pırasa gibi sebzeler ise kış mevsiminde yetiştirilir. Ülkemizde en fazla soğan, patates ve domates yetiştirilir. Meyveler Ülkemiz iklimi uygun olduğu için dünyadaki meyve türlerinin büyük kısmını yetiştirebiliriz. Ülkemiz tarımında önemli bir yeri olan meyveler beslenmemiz için de çok önemlidir. Meyvelerin bir bölümünün ihracatımızda da önemli bir yeri vardır. Meyveleri yaz meyveleri ve kış meyveleri diye iki gruba ayırabiliriz. Yaz meyveleri üzüm, kayısı, şeftali ve kiraz gibi meyvelerdir. Kış meyveleri ise portakal, mandalina, greyfurt ve ayva gibi meyvelerdir. Bazı önemli meyvelerimiz şunlardır; ÜzümÜlkemizde çok yaygın bir ekim alanı vardır. Her bölgemizde yetiştirilebilir. Ama en çok Ege Bölgesi’nde yetiştirilir. Üretimimizin yarıya yakınını bu bölge sağlar. Çok yıllık bir bitki olan üzümün bitkisine üzüm asması veya üzüm çubuğu denilmektedir. Üzüm çubuklarının ekili olduğu yere bağ denir. Üzüm tarımına ise bağcılık denir. Yaş ve kuru olarak tüketildiği gibi içki yapımında da kullanılır. Turunçgiller Turunçgiller portakal, limon, mandalina, greyfurt ve turunç meyvelerinin genel adıdır. Kış sıcaklıklarının fazla olduğu ve don olaylarının görülmediği yerlerde yetiştirilirler. Büyük kısmı Akdeniz Bölgesi’nde yetiştirilir. Bir kısmı Ege Bölgesi’nde çok azı da Doğu Karadeniz kıyılarında yetiştirilir. Fındık Fındığın ana vatanı Karadeniz kıyılarıdır. En fazla yetiştirildiği iller; Giresun, Ordu, Trabzon ve Adapazarı’dır. Ülkemiz hem fındık üretiminde hem de kalitesinde dünyada birinci sıradadır. Bu yüzden ekonomimiz için çok önemli bir üründür. Büyük kısmı yurt dışına satılır. Çerez olarak tüketildiği gibi yağ da elde edilir. İncir Soğuğa dayanıksızdır. Bu yüzden kışların ılık geçtiği yerlerde yetiştirilir. En fazla Ege Bölgesi’nde daha sonda Akdeniz, Marmara ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yetiştirilir. İncir taze ve kuru olarak tüketilebilir. Kuru incir ihracatımız gelişmiştir. Elma Düşük sıcaklıklardan etkilenmeyen bir meyvedir. Bu yüzden ülkemizde yaygın bir ekim alanı vardır. Birçok yöremizde rahatlıkla yetiştirilebilir. En fazla İç Anadolu Bölgesi’nde üretilir. Genellikle taze olarak tüketilir. Diğer meyveler Yukarıdakilerden başka kavun, karpuz, kiraz, şeftali, kayısı,vişne, armut, dut, erik, muz, ayva, ceviz, badem, antep fıstığı gibi birçok meyve ülkemizde yetiştirilir. Ülkemizde son yıllarda turfanda sebze ve meyve üretimi gelişmiştir. Bu sebze ve meyveler cam ve plâstik mekanlarda sağlanan uygun yetişme ortamında üretilirler. Buna seracılık denilmektedir. Bu tarım faaliyetinde kış mevsiminin soğuklarından korunarak üretim yapılır. Seracılık en fazla Akdeniz Bölgesi’nde daha sonra ise Ege Bölgesi’nde Hayvancılık; evcil hayvanları besleme, onların ürünlerinden ve gücünden yararlanma işidir. Kırsal bölgelerde tarımdan sonra halkın en önemli geçim kaynağıdır. Ülkemizde hayvancılık otlak mera ve ahır hayvancılığı şeklinde yapılmaktadır. Hayvanların meralardaki otları yiyerek beslenmesi sonucunda yapılan hayvancılık türüne mera otlak hayvancılığı denir. Hayvanların ahırlarda genellikle yapay yemlerle beslenmesine de besi hayvancılığı denir. Besi hayvancılığı ülkemizde giderek yaygınlaşmaktadır. Besi hayvancılığı en fazla Marmara Bölgesi’nde gelişmiştir. Ülkemizde farklı iklim özelliklerinin görülmesi hayvancılık türlerinin de çeşitli olmasını sağlamıştır. Bu hayvancılık türlerinin bazıları şunlardır; Büyükbaş Hayvancılık Bu hayvancılık grubuna inek, öküz, manda, at, eşek, katır ve deve girmektedir. Ülkemizde yaz yağışlarının fazla olduğu yerlerde gelişmiştir. Doğu Karadeniz Bölümü ile Erzurum-Kars Bölümü bu yerlerin başında gelir. Buralarda yaz mevsimi yağışlı geçtiği için gür otlaklar yetişir. Aynı zamanda buralarda tarım alanları azdır. Bu yüzden büyükbaş hayvancılık beslenen büyükbaş hayvanların coğrafî bölgelere dağılımıKüçükbaş Hayvancılık Küçükbaş hayvancılık grubuna; koyun ve keçi girmektedir. Bu hayvanlardan koyun daha çok beslenir. Ülkemizdeki yer şekilleri ve bitki örtüsü küçükbaş hayvancılık için oldukça uygundur. Ülkemizdeki geniş bozkır alanlarında karaman, kıvırcık ve dağlıç gibi koyun cinsleri yetiştirilir. Koyun en fazla Doğu Anadolu, İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yetiştirilir. Koyunlardan et ve süt elde edilmesi dışında yünlü dokuma sanayisinde de ham madde olarak yararlanılır. Küçükbaş hayvanlar arasında koyundan sonra tiftik keçisi yetiştirilir. En fazla İç Anadolu Bölgesi’nde özellikle de Ankara çevresinde yetiştirilir. Bu keçilerden elde edilen tiftik dokumacılıkta kullanılan çok değerli bir ham maddedir. Diğer bir keçi türü olan kıl keçisi de en çok dağlık alanlarda yetiştirilir. Fakat ormanlara zarar verdikleri için son yıllarda sayıları oldukça beslenen koyunların coğrafî bölgelere dağılımıKümes Hayvancılığı Tavuk, kaz, ördek, hindi gibi hayvanlara kümes hayvanı denir. Kümes hayvanlarının etinden ve yumurtasından yararlanılır. Beslenmemizde önemli bir yeri vardır. Son yıllarda beyaz et tüketiminin artması ile kümes hayvancılığı gelişmiştir. Bunda modern tavuk çiftliklerinin kurulmasının da etkisi vardır. Kümes hayvancılığı nüfusu kalabalık olan büyük şehirlerin çevrelerinde çok gelişmiştir. İpek Böcekçiliği Dut yaprağını yiyen bir tırtılın kozasından elde edilen ipek, ipekli dokuma sanayisinin ham maddesidir. İpek böcekçiliği en fazla Güney Marmara Bölümü’nde gelişmiştir. Özellikle Bursa ili en çok gelişen yerdir. Arıcılık; Ülkemizde yaygın olarak yapılır. Çünkü ülkemizde farklı bitki türleri bulunmaktadır. Bitki örtüsündeki çeşitlilik arıcılık için çok önemlidir. Arıcılık ülkemizin her bölgesinde yapılmaktadır. Ege ve Karadeniz bölgeleri ilk sırada ÜRÜNLERİ Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrilidir. Aynı zamanda çok sayıda akarsu ve gölleriyle birlikte ülkemiz su ürünleri için uygun özelliklere sahiptir. Fakat üretimimiz yetersizdir. Balık en çok avlanan ve tüketilen su ürünüdür. Balıkların en çok avlandığı denizimiz Karadeniz’dir. Daha sonra boğazlar gelir. Marmara, Ege ve Akdeniz kıyılarında da balıkçılık yapılır. Denizlerimizden en fazla; hamsi, istavrit, palamut, uskumru, lüfer ve barbunya gibi balıklar avlanır. Tutulan balıkların bir kısmı akarsulardan bir kısmı da baraj ve göllerden elde edilir. Buna tatlı su balıkçılığı denir. Aynı zamanda akarsu kenarlarında insanlar tarafından kurulan çiftliklerden de balık üretimi yapılır. En fazla sazan ve alabalık tutulmaktadır. Tatlı su balıkçılığına kültür balıkçılığı da denilmektedir. Balıkçılığımızın sorunları arasında; Denizlerimizdeki balık potansiyelinin az olması, kıyılarımızın kirli olması, balıkçılık filomuzun yetersiz olması, zararlı yöntemlerle avlanma, yasak avlanma gibi nedenler gösterilebilir. Denizlerimizden midye, kerevit, ıstakoz, ahtapot, karides, kalamar gibi su ürünleri de elde edilir. Ayrıca inci, mercan, sedef ve sünger avcılığı da ÜRÜNLERİ Ormanlar, ülkemizin doğal güzellik ve ham madde kaynağıdır. Ülkemiz topraklarının 1/4’ü ormanlarla kaplıdır. Bu oran yıllar önce daha fazla iken, ormanlar tarih boyunca tahrip olarak şimdiki halini almıştır. Ormanlar genellikle kıyı bölgelerimizde toplanmıştır. Ülkemiz ormanlarının büyük kısmı Karadeniz ve Akdeniz bölgelerine aittir. İç bölgelere doğru gidildikçe yağışlar azaldığı için orman alanları da ürünlerinin başında kereste ve yakacak odun gelir. Kereste birçok sanayi kolunun ham maddesi durumundadır. Kâğıt, mukavva, parke, sunta ve kontraplâk üretimi keresteden yapılmaktadır. Ayrıca kapı, pencere, masa, sıra yapımında, telefon ve telgraf direkleri yapımında kereste kullanılmaktadır. Aynı zamanda ahşap ev yapımında da kullanılır. Diğer orman ürünleri ise sığla yağı, reçine, keçi boynuzu, ıhlamur ve çam kozalağıdır. Ülkemiz için çok önemli olan ormanları korumak önemli görevlerimizdendir. Ormanlarımızın tahrip edilmesini önlememiz gerekmektedir. Bunun için ormanların çok iyi korunarak yangınların azaltılması ve ENERJİ KAYNAKLARI Madenler Yer altından çıkarılan ve ekonomik değeri olan maddelerdir. Yer altında ham olarak bulanan maddeler işlenerek yabancı maddelerden ayrılır. Daha sonra kullanıma sunulur. Her maden farklı şekillerde ve farklı sanayi kollarında kullanılır. Ülkemizde maden çeşidi fazla olduğu hâlde miktarları yeterli değildir. Cumhuriyet döneminde yer altı kaynaklarımız araştırılmaya başlanmıştır. Bu araştırma için Etibank ve Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü kurulmuştur. Ülkemizde çıkarılan başlıca madenler şunlardır; Demir Demir, bütün sanayi dallarının en önemli ham maddesidir. Demirin geniş bir kullanım alanı vardır. Demir, en çok Sivas-Malatya arasındaki Divriği, Hasan Çelebi ve Hekimhan’da çıkarılmaktadır. Buralardan çıkarılan demir, demir çelik sanayisinde kullanılır. Bakır Kolay işlenebilen yumuşak bir madendir. Başta elektrik ve elektronik eşya olmak üzere birçok alanda kullanılır. Küre Kastamonu, Murgul Artvin ve Rize’den çıkarılmaktadır. Krom Ülkemizde en çok bulunan madenlerdendir. Demir çelik sanayisinde ham madde olarak kullanılır. En fazla; Fethiye, Köyceğiz Muğla ve Elazığ’da çıkarılır. Bor Mineralleri Jet ve roket yakıtı ve cam elyafı ile porselen ve cam üretiminde kullanılır. Ülkemiz, bor minerallerinin dünyada en fazla olduğu yerdir. Kırka Eskişehir, Emet Kütahya ve Balıkesir’de çıkarılmaktadır. Ülkemizde ayrıca boksit, cıva, kükürt, antimon, manganez, fosfat, çinko, mermer, tuz, altın ve gümüş gibi madenler de Kaynakları Ülkemizde sanayileşme ve kentleşme ile birlikte enerji ihtiyacı artmış ve birçok enerji kaynağı kullanılır duruma gelmiştir. Bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz; Linyit Ülkemizde yaygın olarak bulunur. Çıkarılan linyitler genellikle termik santrallerde elektrik üretimi için kullanılır. Bu yüzden termik santrallerimizin büyük kısmı linyit yataklarının yakınına kurulmuştur. Afşin-Elbistan Kahraman Maraş, Yatağan Muğla, Soma Manisa, Tavşanlı, Simav, Emet, Tunçbilek Kütahya, Çeltek Amasya ve Çayırhan Ankara en çok çıkarıldığı yerlerdir. Taş kömürü Demir çelik sanayisinde kullanılır. Zonguldak ve çevresinde çıkarılır. Üretimimiz ihtiyacımızı karşılayamaz. Petrol Bütün ülkeler için çok önemli bir enerji kaynağıdır. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Batman, Siirt ve Diyarbakır çevrelerinde çıkarılmaktadır. Üretimimiz tüketimimizin ancak 1/7 sini karşılar. Geri kalanını satın alırız. Yer altından çıkarılan petrol, petrol arıtma tesislerinde rafineri işlenerek kullanılır hale getirilir. Ülkemizde Batman, Ataş Mersin, Aliağa İzmir, İpraş İzmit ve Orta Anadolu Kırıkkale olmak üzere beş ayrı rafineri bulunur. Doğal gaz Yer kabuğunda bulunan boşluklarda yer alan gaz kümeleridir. Yakıt olarak kullanılmaktadır. Hava kirliliğini azalttığı için tercih edilen bir yakıttır. Büyük şehirlerimizde yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Genellikle yurt dışından ithal ederiz. Ülkemizde sadece Hamitabat Kırklareli’ta bulunur. Su gücü Buna hidrolik enerji de denir. Su gücünden faydalanarak üretilen elektrik enerjisidir. Barajlardan elde edilir. Ülkemizde birçok barajdan Atatürk, Keban, Karakaya, Hirfanlı gibi elektrik üretimi yapılmaktadır. Ülkemizde çok sayıda akarsu olduğu için su gücü oldukça fazladır. Jeotermal enerji Yer altından çıkarılan sıcak su ve su buharından elde edilen enerjidir. Ucuz ve çevreye zarar vermeyen bir enerji kaynağıdır. İlk işletmeye açılan kuyu, Sarayköy Denizli’dedir. Atom enerjisi Buna nükleer enerji de denir. Atom çekirdeğinden elde edilir. Ülkemizde henüz bu enerji kullanılmamaktadır. Güneş enerjisi Hiç tükenmeyen çevre dostu ve ucuz bir enerji kaynağıdır. Ülkemizde kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır. En fazla Akdeniz ve Ege bölgelerinde Ham maddelerin işlenerek mamül madde haline getirilmesine sanayi denir. Ham maddeler yer kabuğunun değişik katmanlarından, sulardan, bitkilerden ve hayvanlardan elde edilir. Sanayinin kurulması için gerekli olan şartlar; Ham madde, enerji, sermaye, iş gücü, ulaşım ve pazarlamadır. Ülkemizde en çok sermaye sıkıntısı çekilmektedir. Diğer koşullar ülkemizde sanayinin gelişmesi için uygundur. Ülkemizdeki sanayi tesisleri bazı yerlerde yoğunluk kazanmıştır. Buralar İstanbul-Adapazarı arası, İzmir çevresi ve Adana – Mersin arasıdır. Ayrıca Bursa, Ankara, Karabük, Karadeniz Ereğli, İskenderun, Kırıkkale, Gazi Antep ve Kayseri de sanayinin gelişmiş olduğu diğer kentler olarak ortaya çıkar. Ülkemizde çeşitli sanayi kolları vardır. Bunları şöyle sıralayabiliriz; Besin Sanayii Bu sanayiinin ham maddeleri, tarımsal ve hayvansal ürünlerdir. Ülkemizin her tarafında yaygın olan bir sanayi koludur. Konservecilik besin sanayimizin bir dalıdır. En fazla Marmara ve Ege bölgelerinde gelişmiştir. Birçok ilimizde meyve suyu fabrikaları, konserve fabrikaları ve et kombinaları kurulmuştur. Yağ üretimi, besin sanayii içinde önemli bir yer tutar. En fazla zeytin yağı ve ayçiçek yağı üretimi yapılır. Marmara, Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yağ üretimi yoğun olarak yapılır. Hayvancılığın yoğun olduğu yerlerde ise tereyağı ve peynir üretimi yapılır. Şeker fabrikaları ise iç bölgelerimizde yoğundur. Türkiye’de ilk şeker fabrikası Uşak’ta kurulmuştur. Dokuma Sanayii Ülkemizde en fazla gelişen sanayi kollarından biridir. Pamuklu dokuma, yünlü dokuma, ipekli dokuma ve halıcılık gibi bölümleri vardır. Pamuklu dokuma fabrikaları Adana, İzmir, Aydın, Nazilli, Kayseri, İstanbul ve Bursa’da yoğunlaşmıştır. Yünlü do¬kuma fabrikaları ise İstanbul, Bursa, İzmir, Hereke ve Uşak’ta yoğunlaşmıştır. İpekli dokumanın merkezi ise Bursa’dır. Halı ve kilim dokumacılığı ise İç Batı Anadolu Bölümü ve İç Anadolu Bölgesi’nde gelişmiştir. Deri Sanayii Bu sanayi dalında ayakkabı, çanta ve giyim eşyaları yapımı başta gelir. Deri giyim eşyalarımız yurt dışında kolay alıcı bulmaktadır. Hazır giyim sanayi de çok gelişmiş bir sanayi koludur. Maden Sanayii Madenlerin çıkarılması, ayıklanması ve işlenmesi faaliyetleridir. Maden ocaklarının çevresinde gelişmiştir. En yaygın olanı demir çelik fabrikalarıdır. İlk demir çelik fabrikası Karabük’te kurulmuştur. Daha sonra Karadeniz Ereğlisi, İskenderun ve Kırıkkale’deki fabrikalar kurulmuştur. Samsun’ da bakır işleme, Seydişehir’de alüminyum, Elazığ’da ise ferro krom tesisleri yer alır. Otomotiv Sanayii Günlük hayatımızda önemli bir yeri olan otomobil, otobüs, kamyon gibi araçları içine alır. Çok gelişen bir sanayi koludur. En fazla Bursa, İstanbul, İzmit ve İzmir’de gelişmiştir. Yurt dışından ithalatımız oldukça fazladır. Kimya Sanayii En önemli dalı petrol arıtmadır. Daha sonra kağıt, ilâç, gübre, sabun tozu ve deterjan gelir. Petrol arıtma tesisleri İzmit, İzmir, İskenderun, Kırıkkale ve Batman’da bulunur. İlâç fabrikalarının büyük kısmı İstanbul’da yer alır. Kâğıt ise, İzmit, Dalaman Muğla, Çaycuma Zonguldak, Giresun, Taşucu Mersin’nda yer alır. Diğer Sanayi Kolları Birçok kentimizde çimento fabrikaları kurulmuştur. Cam fabrikaları ise İstanbul çevresinde bulunur. Ülke savunması için önemli olan uçak sanayii Ankara’da gelişmiştir. Gemi sanayii ise İstanbul ve Gölcük’te yer alır. Bunlardan başka mobilya, porselen, tuğla, kiremit gibi birçok sanayi dalı da ülkemizde Yolcu, yük ve haberlerin bir yerden başka bir yerlere aktarılmasıdır. Sanayi, ticaret, tarım ve turizmin gelişmesi, ulaşımın gelişmiş olmasına bağlıdır. Dört farklı ulaşım sistemi başlıca kara ve deniz yollarıKara yolu ulaşımı; Ülkemizde gelişmiş bir kara yolu ulaşımı vardır. Ülkemizdeki kara yolu ulaşımını dağların uzanış doğrultusu ve iklim özellikleri etkilemektedir. Dağların uzanışı kıyı ile iç kesimler arasındaki ulaşımı zorlaştırmıştır. Olumsuz iklim şartları ise özellikle Doğu Anadolu Bölgesi’nde ulaşımı etkilemektedir. Sel, heyelân, çığ ve buzlanma gibi doğal afetler ulaşımı olumsuz etkiler. En işlek kara yolu; Edirne – İstanbul – Ankara – Adana ve İskenderun arasındadır. Büyük kentleri birbirine bağlayan kara yolları da oldukça yoğundur. Kara yolu ulaşımının en önemli sorunu trafik kazalarıdır. Demir yolu ulaşımı; Trenlerle yapılan ulaşımdır. Demir yolları daha çok yük taşımacılığında kullanılır. Yolcu taşımacılığında ise kara yollarından sonra ikinci sırada gelir. Demir yollarımızın uzunluğu yeterli değildir. Ankara, Eskişehir, Adapazarı ve Sivas’ta lokomotif, vagon yapım ve bakım tesisleri vardır. Deniz yolu ulaşımı; Liman ve iskeleler arasında yapılan yük ve yolcu taşımacılığını kapsar. Deniz ulaşımında binlerce ton ağırlığında yükler taşındığı için ucuz bir ulaşım sistemidir. Ayrıca kara ve demir yolu gibi bakım ve yapım çalışmalarına ihtiyaç yoktur. Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen deniz yolu ulaşımı gelişmemiştir. En büyük limanlarımız İstanbul, İzmir ve Mersin’dedir. Ayrıca Trabzon, Samsun, Antalya ve İskenderun limanları da çok önemlidir. Hava yolu ulaşımı; Uçaklarla yapılan yolcu ve yük taşımacılığıdır. Hızlı bir ulaşım sistemidir. Bu yüzden uzak mesafeli yolculuklar için çok önemlidir. Fakat ülkemizde yeterince gelişmemiştir. Ülkemizdeki en işlek hava alanları; İstanbul’daki Atatürk, Ankara’daki Esenboğa ve İzmir’deki Adnan Menderes’tir. Akdeniz ve Ege kıyılarında turistik merkezlerdeki Bodrum, Dalaman, Çeşme hava alanları ise yaz mevsiminde çok yoğundur. Olumsuz hava koşulları hava yolu ulaşımını çok fazla Para kazanmak için yapılan alım satım işlerine ticaret denir. Ticaret, iç ticaret ve dış ticaret olmak üzere iki kısma ayrılır. İç ticaret Ülke sınırları içinde yapılan ticarete denir. Ülkemizdeki iç ticaret oldukça canlıdır. Bu duruma bölgelerimizin tarım, hayvancılık, madencilik, sanayi ve turizm açısından farklı özellikte olmaları en çok etki eder. Nüfus dağılışının farklı olması da iç ticareti canlandırır. Her bölgede yapılan farklı ekonomik faaliyetler iç ticaretin canlılığını artırır. Dış ticaret Ülkeler arasında yapılan ticarettir. Ülkelerin ürettikleri ürünlerin farklı olması dış ticarete etki etmektedir. Dış ülkelere sattığımız başlıca mallar; tekstil ve konfeksiyon ürünleri, elektrikli ev aletleri, lâstik, çeşitli tarım ürünleri, canlı hayvan, hayvansal ürünler, bitkisel yağlar ve çeşitli madenlerdir. Satın aldığımız mallar ise; petrol, çeşitli makineler, otomobil, kimyasal maddeler, ilaç ve elektronik aletlerdir. Ticaret yaptığımız ülkeler arasında Avrupa Birliği ülkeleri başta gelir. En fazla Almanya ile ticaret yapmaktayız. Orta Doğu ülkelerinden İran ve Suudi Arabistan’da dış ticaretimiz için önemlidir. Dış ticaretimizde ABD, Rusya Federasyonu ve Japonya’da önemli yer tutar. Ayrıca Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile olan ticaretimiz de hızla ticaretimizin gelişme grafiğinde, cumhuriyetten sonra hızlı bir artış olduğu İnsanların görme, tanıma, dinlenme, eğitim, spor, tedavi ve kutsal yerleri ziyaret etmek amacıyla yaptıkları gezilere turizm denir. Bu gezilere katılanlara ise turist denir. Teknoloji ve sanayinin gelişmesi ile beraber çok yoğun çalışan insanlar, tatillerinde iyice dinlenmek istemektedirler. Bunun için de kendi ülkelerindeki ya da başka ülkelerdeki turistik mekanlara geziler düzenlerler. Turizmin insanlara ve ülkelere sağladığı faydaları şöyle sıralayabiliriz. Ülkelere döviz kazandırarak ekonomilerine katkıda bulunur, ülkelerin iç ve dış ticaretini hareketlendirir, bir çok insana iş imkânı sağlar, bazı sanayi kollarının gelişmesine yardımcı olur İnşaat gibi. Doğal güzelliklerimiz Doğal güzelliklerimiz bakımından kıyılarımız önde gelir. Akdeniz ve Ege denizi kıyılarımızda bulunan plajlar çok önemli turistik mekanlardır. Yaz mevsiminin uzun ve güneşli olması buralara gelen turist sayısını artırmaktadır. Akarsularımızın bazılarında yapılan su sporları rafting gibi da turistlerin ilgisini çekmektedir. Aynı zamanda bazı akarsularımızdaki şelaleler önemli doğal güzelliklerimizdendir. Ürgüp ve Nevşehir çevresindeki peri bacaları, Denizli’deki Pamukkale travertenleri, Akdeniz Bölgesi’ndeki mağaralar, millî parklarımız ve kaplıcalar da fazla turist çeken doğal güzelliklerimiz arasındadır. Tarihî zenginliklerimiz Ülkemiz çok zengin bir tarihî mirasa sahiptir. Çünkü tarih boyunca Anadolu’da birçok devlet kurulmuş ve medeniyetler ortaya çıkmıştır. Bu yüzden ülkemiz tarihî eser bakımından Dünya’nın sayılı ülkelerinden birisi olmuştur. Ülkemizde eski medeniyetlerden kalma şehir kalıntıları, tapınaklar, tiyatrolar, saraylar, camiler, köprüler, kaleler, kervansaraylar ve hanlar vardır. Ayrıca ülkemizdeki bazı dağlık alanlarda kış turizmi ve yayla turizmi de yapılmaktadır. netten alıntı.. Türkiye’nin Ekonomik Özellikleri Geç dönemde sanayileşmeye başlamış olan ülkemiz günümüze kadar devam eden bu süreci tam anlamıyla tamamlayamamıştır. Ülkemiz ekonomisi içinde tarımsal faaliyetler 1990’lı yıllara kadar en büyük paya sahipti. Fakat 1990’lı yıllardan sonra sanayileşme önemli bir ivme kazanmış ve sanayileşme ön plana çıkmaya başlamıştır. Ülkemiz sanayisi genellikle tarım endüstrisi üzerine kurulmuştur. Ekonomik yapımızın bu özelliği dış ticarette açık vermemizin en büyük sebebidir. Ülkemizde nüfusun yaklaşık olarak yarısı geçimini tarım sektöründen sağlamaktadır. Türkiye'nin Ekonomik Coğrafyası Ülkemiz de hayvancılık iklim şartlarına bağlı olarak geniş alanlarda faaliyeti sürdürülen ekonomik faaliyetlerdendir. Ülkemiz hayvan sayısı bakımından fazla olup verim bakımından aynı yeterliliğe sahip değildir. Kümes hayvanları sayısı 2009 yılı sonu itibariyle bir önceki yıla göre % oranında azalarak adet olmuştur. Yumurta tavuğu sayısı ise 2009 yılı sonu itibariyle bir önceki yıla göre % oranında artarak adet, tavuk yumurtası üretimi 2009 yılında 2008’e göre % bir artış göstermiş ve yaklaşık milyar adet, beyaz et üretimi, bir önceki yıla göre % artarak ton olmuştur. Bu miktarın % et tavuğu eti, % yumurta tavuğu eti, % hindi eti ve % ise ördek etinden oluşmaktadır. Süt üretimi, 2009 yılında bir önceki yıla göre % artmış ve ton olarak gerçekleşmiştir. Türkiye yakıt maddeleri grubuna giren taş kömürü özellikle linyit bakımından zengin, petrol yönünden fakir, endüstriyel hammaddeleri oluşturan demir, bakır, krom, boksit bakımından da oldukça zengindir. Bunun dışında cıva uranyum, amyant, bor tuzları, arsenik kurşun çinko, kükürt manyezit, perlit, volfram yatakları bulunmaktadır. Yine ülkemizde mermer, kil, jips, gibi madenlerde bulunmaktadır. Turizm sektörü ülkemiz de gelişme gösteren sektörlerdendir. Başta yaz turizminin yaygın olduğu Akdeniz ve Ege bölgeleri diğer bölgelere nispeten turizm açısından önemli bir yere sahiptir. Özelikle 90’lı yıllarda gelişme gösteren turizm sektörünün ülkemiz ekonomisine katkısı her geçen gün artmaktadır. Türkiye'nin Tarımı Türkiye yakın yıllara kadar bir tarım ülkesiydi. Ancak 1970’li yılların sonu ve 1980’li yılların başından itibaren özellikle sanayinin büyük gelişme göstermesiyle tarımın ülke ekonomisinde önemi giderek azalmış ekonomideki sürükleyiciliğini kaybetmeye başlamıştır. 1980 yılında GSYİH Gayri safi yurt içi hasıla’nın % hizmetler, % sanayi % tarım oluşturmaktaydı. 1981 den itibaren sanayi ürünlerinin ihracatından elde edilen döviz geliri, tarımı aşmaya başlamıştır. 1994 yılı itibariyle gayri safi milli hasıladaki tarımın payı % sanayininki % hizmet sektörü % 57 olarak tespit edilmiştir. Ülkemizde 28 milyon hektar toplam tarım alanının milyon hektarı ekilmektedir Ülkemizde toplam arazi içerisinde tarımsal arazi oranı % 36 dır. İkinci sırada çayır ve otlaklar gelmektedir. Bu oran % 32’dir. Ülkemizde yetiştirilen tarımsal ürünler sırasıyla; buğday; İç Anadolu Bölgesi ve Marmara Bölgesinde en fazla yetiştirilmektedir. Arpa, çavdar, yulaf; İç Anadolu Bölgesi ağırlıklı üretim alanıdır. Sıcaklık ve bol su isteyen mısır Karadeniz başta olmak üzere bütün kıyı bölgelerimizde yetiştirilmektedir. Mısır üretiminde Akdeniz Bölgesi % 45’lik bir payla ilk sırada yer almaktadır. İkinci sırada Karadeniz Bölgesi bulunmaktadır. Türkiye’de akarsu boylarında yetiştirilen pirinç ise en fazla Marmara Bölgesinde üretilmektedir. ihracatımıza konu olan ürünler içerisinde yer alan mercimek en fazla Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yetiştirilmektedir. Yine ülkemizde baklagiller, endüstri bitkileri olan pamuk, tütün, şeker pancarı, keten-kenevir, haşhaş, çay, ayçiçeği, zeytin, soya fasulyesi yetiştirilen tarımsal ürünler içerisinde yer almaktadır. Türkiyede Hayvancılık Ülkemizde küçük baş hayvancılık genelde geçime yönelik olarak yapılmaktadır. Küçük baş hayvancılığın en fazla yetiştirildiği bölge İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleridir. Küçükbaş hayvancılıkta keçi yetiştiriciliği önemli tarımsal faaliyetlerdendir. Keçi yetiştiriciliği dağlık ve engebeli bölgelerimizde yoğunlaşmıştır. Ülkemizde hayvancılık tarımsal üretimin % 40’ını oluşturmaktadır. Bu yönüyle milli gelirin % 11’i hayvancılık faaliyetlerinden sağlanmaktadır. Büyük baş hayvancılık her yerinde yapılmakla beraber kuzeydoğu Anadolu ve doğu Karadeniz Bölümlerinde yoğunlaşmıştır. Yine ülkemizde at, eşek, katır, deve ve domuz hayvanları da beslenmektedir. Türkiye’de 2009 yılı sonu itibarı ile toplam büyükbaş hayvan sayısı bir önceki yıla göre % azalış göstererek baş olarak gerçekleşmiştir. Büyükbaş hayvanlar arasında yer alan sığır sayısı % azalarak baş olmuştur. Koyun sayısı 2009 yılı sonu itibariyle bir önceki yıla göre % azalarak baş, keçi sayısı ise % azalarak baş Ülkemizde Doğu Anadolu, Akdeniz ve Ege bölgelerinde arıcılık faaliyetleri yoğunlaşmıştır. Arıcılık Doğu Anadolu, Akdeniz ve Ege’nin yüksek bölgelerinde gezici arıcılık olarak yapılmaktadır. İpek böcekçiliği yurdumuzda dut ağacı yetişen her bölgede geleneksel olarak yetiştirilmektedir. Güney Marmara bölgesi İpek böcekçiliğinin yoğunlaştığı bölgemizdir. Türkiye deniz balıkçılığı yönüyle önemli bir potansiyele sahip olmasına rağmen gereken önem verilmediği için balıkçılık pek fazla gelişmemiştir. Türkiye’de 2008 yılındaki toplam su ürünleri üretiminin yaklaşık % deniz balıklarından, % diğer deniz ürünlerinden, % iç su ürünlerinden ve % yetiştiricilik yoluyla elde edilmiştir. Deniz ürünleri üretiminde ilk sırayı % oran ile Doğu Karadeniz Bölümü almakta, onu % ile Batı Karadeniz, % ile Marmara, % ile Ege ve % ile Akdeniz Bölgeleri izlemektedir. Deniz balıkları içinde hamsi balığı 252 bin tonla üretim miktarı bir 2007 yılına göre % oranında azalmıştır. Çaça balığı ise 39 bin ton üretimle, hamsi balığından sonra % bir paya sahiptir. İstavrit karagöz üretimi 2007 yılına göre % , palamut-torik üretimi % oranında artarken, istavrit kraça üretimi % sardalya üretimi % mezgit üretimi % lüfer üretimi % ve kefal üretimi % oranında azalış göstermiştir. Enerji Kaynakları ve Madenler, Türkiye'nin Ekonomik Özellikleri Kpss Türkiye, dünya devletleri içerisinde maden çeşitliliği ve zenginliği bakımından önemli bir potansiyele sahiptir. Türkiye taş kömürü, linyit, demir, bakır, krom, boksit bakımından zengin, petrol yönünden fakirdir. Bununla beraber ülkemizde; cıva, uranyum, amyant, bor tuzları, arsenik, kurşun, çinko, kükürt, manyezit, volfram yatakları bulunmaktadır. Ülkemizde mermer, kil, jips, perlit yönünden zengin yataklar bulunmaktadır. Türkiye demir rezervi bakımından oldukça zengindir. Ülkemizde belli başlı demir cevheri rezervleri şöyle sıralanabilir Divriği 125 milyon ton, Kangal ve çevresi 140 milyon ton, Hekimhan-Hasan Çelebi 470 milyon ton çevresi yataklarıdır. Krom madeni rezervlerimizin coğrafi dağılışı ise; Elazığ ili Maden ilçesi yatakları, Muğla ili Fethiye ve Köyceğiz yatakları, Denizli ili Acıpayam ve Buldan ilçesi çevresi yatakları, Bursa ili Orhaneli ilçesi yataklarıdır. Bor madeni rezervimizin 2 milyar ton civarında olduğu tahmin edilmektedir. Bu miktar, dünyadaki tüm bor rezervinin % 80’ine tekabül etmektedir. Son derece kıt olan petrol ülkemizde Raman-Garzan ve Adıyaman’dan çıkarılmaktadır. Yurdumuzda çıkarılan petrol, ihtiyacımızın yaklaşık olarak 1/7’sini karşılamaktadır. Ülkemizde doğalgaz yatakları Trakya’da Hamitabat ve Güneydoğu Anadolu’da Mardin-Çamurlu sahalarında yer almaktadır. Türkiye bakır madenciliğinin beşiğidir. Artvin ili Murgul ilçesi başlıca bakır cevher rezervleri yataklarıdır. Ülkemizde tüm boksit rezervlerinin 450 milyon ton olduğu tahmin edilmektedir. Sanayi Ülkemizde bilhassa 1960 ve 1970’li yıllardan itibaren sanayi sektöründe önemli gelişmeler olmuştur. İlerleyen yıllarda sanayi ürünleri Ülkemiz ihracatında ilk sıraya yükselmiştir. Sanayinin gayrisafi milli hasıla içindeki payı 1965 yılında % 25, 1985 yılında % 33 ve 1993 yılında ise % 30, 1994 yılında % değerler göstererek ortalama yükselme eğilimi göstermesine rağmen tarım sektörünün gayrisafi milli hasıla içindeki payı 1965 yılında % 34, 1984 yılında % 19’a, 1993 yılında % 12’ye düşerek tersi bir gelişme göstermiştir. Ülkemiz sanayisinde 1933-1938 yılları arasındaki dönemde, dünyadaki global krizin etkisi ve özel sektörün yetersizliği sonucu devlet ön planda yer alarak sanayinin gelişme ve ilerlemesinde lokomotif görevi görmekteydi. Bu duruma bağlı olarak devlet; inşa ettiği fabrika ve tesislerle sanayinin gelişmesine katkı sağlamıştır. 1950’li yılların başından itibaren sanayi alanındaki gelişmelerde temel kamu hizmetleri dışındaki ekonomik faaliyetlerde devletinde desteklemesiyle özel sektör ön planda yer almaya sanayi üzerindeki devlet etkinliği bazı sanayi kollarında ağırlığını devam ettirmiştir. Türkiye’de sanayi kuruluşlarının en yoğun olduğu bölge Marmara bölgesidir. Özellikle İstanbul-İzmit arası ve Bursa çevresi sanayi faaliyetlerinin yoğunlaştığı alanlardır. Daha sonra sırasıyla Ege Bölgesi ve Batı Karadeniz Bölümü gelmektedir. Ülkemizde tarımsal sanayi oldukça gelişmiştir. Şeker endüstrisi, Un endüstrisi, et ve süt, çay, bitkisel yağ, meyve suyu, konserve ve salça endüstrileri gelişen sanayi kollarıdır. Günümüzde özel sektörün ağırlıklı olduğu sanayi kolları; otomotiv sektörü, beyaz eşya sektörü sıralanabilir. Turizm Turizm sektöründe 2000’li yıllardan itibaren yapılan yatırım ve reklamlar neticesinde ülkeye gelen turist sayısında önemli artış sağlanmıştır. Ülkemizin dış ticaret açığının kapatılmasında en önemli rolü turizm sektörü üstlenmektedir. Turizm gelirlerinde; 1994 yılında milyar dolardan 1998 yılında milyar dolara kadar yükselmiştir. Aynı yıllarda dış seyahat giderleri 899 milyon dolardan milyar dolara çıkmıştır. 1994 yılında milyar dolar dolayında olan turizm gelirleri fazlalığı 1998 yılında milyar dolarlık seviyeye yükselmiştir. Türkiye’ye 2007 yılında milyon turist giriş yaparak milyar dolar döviz bırakmıştır. 2008 yılında global krizin etkisi ile azalan turist sayısı milyona düşmüştür. 2008 yılında gelen turist sayısı 900 bin düşmesine rağmen ters orantılı olarak elde edilen gelir artmış ve 2008 yılında milyar dolardan milyar dolar seviyesine yükselmiştir. Bu durum gelen turistlerin kişi başına düşen harcama oranındaki nitelik olarak değişimini de göstermektedir. 2009 yılında ülkemizin toplam turizm geliri dolardır. 2010 yılının ilk üç ayı ziyaretçi sayısı geçen yılın aynı dönemine göre % oranında artmıştır. Elde edilen gelir toplamı dolardır. Ülkemizde görülen farklı iklim şartları turizm faaliyetleri açısından önemli avantajlar sunmaktadır. Klasik turizm faaliyetleri içinde yer alan kıyı turizmi güneş, kum, deniz Akdeniz kıyı bölgelerimizde yoğunlaşmıştır. Ülkemizde kış turizmi için önemli potansiyel sahaları sırasıyla; Bursa-Uludağ, Sarıkamış, Erzurum-Palandöken, Bolu Dağları, Beydağları, Bozdağlar, Spildağı gösterilebilir. Nevşehir ve Aksaray illeri sınırları içinde başlıca doğa harikası peribacaları, Denizlide Pamukkale travertenleri önemli cazibe merkezleridir. Yaylacılık ve doğa turizmi açısından Doğu Karadeniz bölümü önemli bir coğrafi boyunca birçok medeniyete beşiklik eden yurdumuz tarih turizmi açısından başlı başına bir cazibe merkezidir. Bu yönüyle İstanbul ilk sırada yer sağlık turizmi de son yıllarda gelişme gösteren turizm faaliyetleri içerisinde yer almaktadır. Ülkemizin hemen hemen birçok bölgesinde kaplıcalar, ılıcalar bulunmaktadır. Bursa, Kütahya, Afyon, Denizli gibi birçok şehrimiz kaplıcaları ile ünlüdür. Yurdumuzdaki bazı mağaralar turizm faaliyetleri açısından değerlendirilmektedir. Örneğin Karain, Damlataş ve İnsuyu mağarası gibi.

türkiye nin 7 bölgesinin ekonomik faaliyetleri