. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası “Vergi Ödevi” başlıklı 73. Maddesine göre; herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Devlet; egemenlik yetkisini kullanarak, kamusal hizmetlerin yürütülebilmesi amacıyla kanunen düzenlenen usuller çerçevesinde gerçek kişi veya kurumlardan vergi toplamaktadır. VUK 359, Vergi Kaçakçılığı Suçu, VUK 359 son dakikaİlgili yazılarımız ;İçindekiler1 VERGİ KAÇAKÇILIĞI SUÇU NEDİR?2 VERGİ KAÇAKÇILIĞI SUÇU İLE KORUNAN HUKUKİ DEĞER3 VERGİ KAÇAKÇILIĞI SUÇUNU OLUŞTURAN FİİLLER 4 VERGİ USUL KANUNU’NUN 359/a-1 MADDESİNE GİREN FİİLLER5 VERGİ USUL KANUNU’NUN 359/a-2 MADDESİNE GİREN FİİLLER6 VERGİ USUL KANUNU’NUN 359/b MADDESİNE GİREN FİİLLER7 VERGİ USUL KANUNU’NUN 359/c MADDESİNE GİREN FİİLLER8 VERGİ KAÇAKÇILIĞI SUÇUNDA MANEVİ UNSUR9 VERGİ KAÇAKÇILIĞI SUÇUNDA ŞİKAYET USULÜ VE UZLAŞTIRMA10 VERGİ KAÇAKÇILIĞI SUÇUNDA DAVA ZAMANAŞIMI MESELESİ 11 VERGİ KAÇAKÇILIĞI SUÇU VE HAGB12 VERGİ KAÇAKÇILIĞI SUÇU BAKIMINDAN MÜTALAA ŞARTI VUK MD. 36713 VERGİ KAÇAKÇILIĞI SUÇUNUN İDARİ CEZA HUKUKU BOYUTU14 SIK SORULAN SORULAR Vergi kaçakçılığı suçu; 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Suçlar ve Cezalar” başlıklı üçüncü bölümünde “Kaçakçılık Suçları ve Cezaları” yan başlık altında madde 359’da düzenlenmiştir. Bu suç tipi her ne kadar Vergi Usul Kanunu’nda düzenlenmişse de; adli ceza hukuku bağlamında bir suç teşkil ettiğinden soruşturma ve kovuşturma aşamaları Ceza Muhakemesi Kanunu kapsamında genel hükümlere KAÇAKÇILIĞI SUÇU İLE KORUNAN HUKUKİ DEĞERVergi kaçakçılığı suçu; esasen sahtecilik suç türlerinden biridir. Dolayısıyla vergi kaçakçılığı suçu ile genel olarak kamu güveni; özelde ise devletin kendisine tanınan yetkiler çerçevesinde oluşturduğu mali politikalar KAÇAKÇILIĞI SUÇUNU OLUŞTURAN FİİLLER Hangi fiillerin vergi kaçakçılığı suçunu oluşturduğu Vergi Usul Kanunu madde 359’da açık bir şekilde düzenlenmiştir. Öncelikle belirtmek isteriz ki; VUK madde 359’da düzenlenen fiiller bakımından şartların varlığı halinde TCK madde 43’te düzenlenen zincirleme suç hükmünü uygulanması daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayacağından ilgili kanun maddesinde düzenlenen fiillere aşağıda USUL KANUNU’NUN 359/a-1 MADDESİNE GİREN FİİLLERA Defter ve kayıtlarda hesap ve muhasebe hilesi yapmakB Gerçek olmayan veya kayda konu işlemlerle ilgisi bulunmayan kişiler adına sahte hesap açmakC Kanunen tutulması zorunlu defterlere kaydı gereken hesap ve işlemleri vergi matrahının azalması sonucunu doğuracak şekilde; tamamen veya kısmen başka defter, belge veya diğer kayıt ortamlarına kaydetmek VERGİ USUL KANUNU’NUN 359/a-2 MADDESİNE GİREN FİİLLERA Yasal defter, kayıt ve belgeleri tahrif etmekB Yasal defter, kayıt ve belgeleri gizlemekKanunun açık düzenlemesine göre; varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit olduğu halde, inceleme sırasında vergi incelemesine yetkili kimselere defter ve belgelerin ibraz edilmemesi VUK 359/a-2 maddesinin uygulanmasında gizleme olarak kabul Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlemek veya bu belgeleri kullanmakYanıltıcı belge tabirinden ne anlaşılması gerektiği hususu kanun koyucu tarafından aynı maddede düzenlenmiştir. VUK 359/a-2 maddesine göre gerçek bir muamele veya duruma dayanmakla birlikte; bu muamele veya durumu mahiyet veya miktar itibariyle gerçeğe aykırı şekilde yansıtan belge ise muhteviyatı itibariyle yanıltıcı Usul Kanunu md. 359/a-1 ve 2 kapsamında işlenen vergi kaçakçılığı suçunun cezası; 18 aydan 5 yıla kadar hapis Usul Kanunu md. 359/b kapsamında işlenen vergi kaçakçılığı suçunun cezası 3 yıldan 8 yıla kadar hapis Usul Kanunu md. 359/c kapsamında işlenen vergi kaçakçılığı suçunun cezası ise 2 yıldan 8 yıla kadar hapis cezasıdır. VERGİ USUL KANUNU’NUN 359/b MADDESİNE GİREN FİİLLERA Vergi Usul Kanunu uyarınca tutulması, saklanması ve gerektiğinde ibrazı zorunlu defter, kayıt ve belgeleri yok etmekB VUK uyarınca tutulması, saklanması ve gerektiğinde ibrazı zorunlu defter, kayıt ve belgeleri yok ederek yerine başka yapraklar koymak veya hiç yaprak koymamakC VUK uyarınca tutulması, saklanması ve gerektiğinde ibrazı zorunlu defter, kayıt ve belgelerin asıl veya suretlerini; tamamen veya kısmen sahte olarak düzenlemek veya bu belgeleri kullanmakBendin son cümlesinde açıkça düzenlendiği üzere sahte belge; gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgedir. VERGİ USUL KANUNU’NUN 359/c MADDESİNE GİREN FİİLLERA VUK hükümlerine göre ancak Maliye Bakanlığı ile anlaşması bulunan kişilerin basabileceği belgeleri, Bakanlık ile anlaşması olmadığı halde basmakB Maliye Bakanlığı ile anlaşması olmayan kişilerce basılan Vergi Usul Kanunu uygulamasına ilişkin belgeleri bunu bilerek kullanmak VERGİ KAÇAKÇILIĞI SUÇUNDA MANEVİ UNSURBilindiği üzere suçun manevi unsuru; suçu oluşturan fiilin işleniş şekli itibari ile kasten veya taksirle işlenişini ifade eder. Vergi kaçakçılığı suçunun taksirle işlenmesi mümkün değildir. Zira suçun taksirli hali kanunda düzenleme altına madde 359/a – b bakımından suçun oluştuğundan söz edebilmek için kanun koyucu genel kastın varlığını yeterli görmüştür. Ancak aynı maddenin c bendinde kanunun lafzında “bilerek kullananlar” ifadesi geçtiğinden kanunilik ilkesi gereğince suçun oluşması için özel kastın varlığı KAÇAKÇILIĞI SUÇUNDA ŞİKAYET USULÜ VE UZLAŞTIRMACeza hukukumuzda bazı suçların soruşturulması için şikayet şartı aranmaktadır. Takibi şikayete bağlı bu suçların; savcılıkça soruşturulması veya kovuşturulması için suçtan zarar gören veya mağdur tarafından şikayet hakkının kullanılması lafzı dikkate alındığında vergi kaçakçılığı suçunun şikayete tabi suçlar arasında sayılmadığı görülmektedir. Dolayısıyla soruşturulması için herhangi bir şikayet süresi öngörülmeyen vergi kaçakçılığı suçu savcılıkça resen kurumu; ceza hukukumuza ilk kez 5237 sayılı TCK’nın 73’üncü maddesinin sekizinci fıkrası ve 5271 sayılı CMK’nın; 253, 254 ve 255’inci maddeleri ile girmiştir. Bir alternatif çözüm yolu olarak düzenlenen uzlaştırma; tarafların özgür iradelerine bağlı olarak, suçun kanunda düzenlenen yaptırımı dışında bir çözüm ile zararı gidermeyi; böylece bir anlaşma ortamı sağlayarak mağduru tatmin etmeyi suçların uzlaştırma kapsamında olduğu CMK’nın ilgili maddelerin tek tek sayılmıştır. Vergi kaçakçılığı suçu ise kanunen uzlaştırma kapsamına alınmış suçlardan biri değildir. VERGİ KAÇAKÇILIĞI SUÇUNDA DAVA ZAMANAŞIMI MESELESİ Bir suç bakımından uygulanacak dava zamanaşımı süresi, suç ile alakalı kanun maddelerinde aksine bir düzenleme yer almadıkça; Türk Ceza Kanunu’nun genel zamanaşımını düzenleyen maddelerine göre belirlenir. Buna göre; bir suçla alakalı olarak suç konusu fiilin işlendiği tarihten itibaren kanunen belirlenmiş dava zamanaşımı süreleri dolmuş olduğu halde; dava açılmamış veya ilgili dava açılmışsa da kanunen belirlenmiş süresi içinde dava sonuçlandırılmamışsa; o suçla alakalı olarak dava açma hakkı kaçakçılığı suçu; TCK madde 66’da düzenlenen 8 yıllık genel dava zamanaşımı süresine tabidir. zamanaşımı süresinin ne zaman başlayacağı meselesi ise suçu meydana getiren her bir fiil bakımından ayrı ayrı aşamada hak kaybına uğramamak adına bir ceza avukatı ile sürecin takibinin yapılması önem arz KAÇAKÇILIĞI SUÇU VE HAGBHükmün açıklanmasının geri bırakılması HAGB; belli şartların varlığı halinde uygulanan ve sanığa ikinci bir şansın tanındığı özel ceza hukuku kurumudur. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi halinde; sanık hakkında verilen hükmün infazı yapılmamakta, sanık beş yıl boyunca denetime tabi tutulmaktadır. HAGB kurumu Türk Ceza Kanunu’nun 231. Maddesinde kaçakçılığı suçu bakımından sanık hakkında yapılan yargılama sonunda şartların varlığı halinde; hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi mümkündür. VERGİ KAÇAKÇILIĞI SUÇU BAKIMINDAN MÜTALAA ŞARTI VUK MD. 367Vergi kaçakçılığı suçları bakımından kanunda özel bir yargılama şartı düzenlenmiştir. Buna göre vergi kaçakçılığı suçundan kişinin yargılanabilmesi için ; vergi idaresinin ilgili komisyonu tarafından değerlendirme yazısı gönderilmelidir. Ceza hukukundaki karşılığı mütalaa olan bu rapor alınmadan başlayan ceza davaları bakımından; Yargıtay’ın istikrar kazanmış kararları gereğince “durma kararı” kanun maddesi bentleri şu şekildedirVUK madde 367/1,2 ve 3 “Yaptıkları inceleme sırasında 359 uncu maddede yazılı suçların işlendiğini tespit eden Vergi Müfettişleri ve Vergi Müfettiş Yardımcıları tarafından ilgili rapor değerlendirme komisyonunun mütalaasıyla doğrudan doğruya ve vergi incelemesine yetkili olan diğer memurlar tarafından ilgili rapor değerlendirme komisyonunun mütalaasıyla vergi dairesi başkanlığı veya defterdarlık tarafından keyfiyetin Cumhuriyet başsavcılığına bildirilmesi uncu maddede yazılı suçların işlendiğine sair suretlerle ıttıla hasıl eden Cumhuriyet başsavcılığı hemen ilgili vergi dairesini haberdar ederek inceleme yapılmasını talep davasının açılması, inceleme neticesinin Cumhuriyet başsavcılığına bildirilmesine talik olunur.“VERGİ KAÇAKÇILIĞI SUÇUNUN İDARİ CEZA HUKUKU BOYUTUMakalemizde son olarak vergi kaçakçılığı suçunun idari ceza hukuku boyutundan bahsetmek isteriz. Konuyla ilgili olarak Vergi Usul Kanunu’nun 359/son fıkrasında yer alan düzenleme aynen şöyledirVUK madde 359/son “359 uncu maddede yazılı suçlardan dolayı cezaya hükmedilmesi, vergi ziyaı cezası veya usulsüzlük cezalarının ayrıca uygulanmasına engel teşkil etmez.”Bu noktada akıllara aynı suç ile ilgili birden fazla yargılama yapılabilir mi sorusu Glantz – Finlandiya kararında; aynı fiil ile ilgili yapılan iki ayrı yargılama ile mükellef hakkında kesilen idari para cezası ve verilen hapis cezasının “bir suça birden fazla ceza verilemeyeceği” ilkesini ihlal ettiğini belirtmiştir. Anayasa Mahkemesi ise 2018/9115 bireysel başvuru numaralı tarihli kararında farklı hukuki amaç ve yararları gerçekleştirmeye yönelik; idari ve adli cezaların ilkeye aykırılık oluşturmayacağını, ilkenin sadece ceza davalarına ilişkin olduğunu SORULAN SORULAR Vergi Kaçakçılığı Suçunda Erteleme Kurumu uygulanır mı?Şartların varlığı halinde erteleme kurumunun vergi kaçakçılığı suçu bakımından uygulanması mümkündür. VUK 359 hakkında düzenlemeler içeren Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7394 Sayılı Kanun ile artık Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinde yer alan hapis cezalarının üst sınırı artırılmış, kaçakçılık cezalarına hükmedilecek cezalar için Türk Ceza Kanunu’nun 43. maddesinde yer alan “zincirleme suç” hükümlerinin uygulanması öngörülmüş, VUK 359 maddede sayılan suçlar bakımından soruşturma ve kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi ve bu kapsamda belli koşullarla cezalarda indirim yapılması hükme bağlanmıştır. Dolayısıyla her vergi yılı için ayrı bir ceza değil tek bir cezaya hükmedilecektir. 7394 Sayılı Kanun’un Vergi Düzenlemeleri ile VUK 359 kapsamında kişilere etkin pişmanlık, ödeme ve ceza indirimi hakkı tanınmıştır. Bu uygulamanın mahkeme tarafından yerine getirilme zorunluluğu yoktur. Mahkemelerin hala zincirleme suç konusunda farklı kararlar verebilme ihtimali vardır. Eylemlerin aynı suç işleme kararının icrası kapsamında değerlendirilmesi gereklidir. Ayrıca kanun metninden de anlaşılacağı üzere VUK 359 kapsamında temyiz hakkı kanun metnine göre VUK 359 kapsamında ibraz etmeme ve gizleme ceza üst sınırı 5 yıl, sahte belge düzenleme ve kullanma ceza üst sınırı ise 8 yıl olmuştur. Matrah artırımı gibi nedenlerle vergi ve ceza kesilmemiş ancak ceza davası açılmış ise işbu hapis cezaları 1/2 oranında indirilecektir. Ancak vergi dairesi hem vergi ve ceza kesmiş, hem de suç duyurusunda bulunmuşsa; savcılık aşamasında verginin tamamını ve cezanın yarısını öderseniz hapis cezası 1/2 oranında, mahkeme aşamasından karar verilene kadar öderseniz ise hapis cezası 1/3 oranında indirilecektir. Vergi dairesi tarafından vergi ve ceza kesildi, ancak ödemek istemeyip vergi mahkemesinde dava açtıysanız ceza davasındaki indirimlerden yararlanmak için işbu davalarınızdan feragat etmeniz veya hiç vergi davası açmamanız derhal durduran, ödeme yapılırsa 1/2 indirim yapılacağını hükümlüye bildiren ve dosyada 1 yıl sonra yeniden karar verileceğini belirten kararlara hükmedilmeye başlanılmıştır. Örnek kararlar aşağıdaki gibidir.“hükümlüler hakkındaki Vergi Usul Kanunu’na muhalefet suçundan ayrı ayrı her hükümlü için verilen … KEZ … YIL … AY … GÜN hapis cezalarının İNFAZLARININ DERHAL DURDURULMASINA, Vergi mahkemesinde dava açılmaması açılmış ise feragat edilmesi, kanun yollarına başvurulmaması şartıyla 213 sayılı VUK 359. maddesine yazılı fiillerle verginin ziyaa uğratıldığının tespit edilmesine bağlı olarak, tarh edilen verginin, gecikme faizi ve gecikme zammını tamamı ile kesilen cezaların yarısı ve buna isabet eden gecikme zammının … tarihinden itibaren BİR YIL içerisinde Maliye Veznesine ödenmesi halinde esas kararla verilen cezasından 1/2 oranında indirim yapılacağının hükümlülere ihtarına,” Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7394 Sayılı Kanun için tıklayınız. Vergi hukukuna ilişkin diğer yazılar için tıklayınız.“Uyarlama davası; VUK yapılan ceza sürelerinde değişiklik, ödemeye bağlı ceza indirimi ile müteselsil/zincirleme suça ilişkin şartların belirlenmesinde duruşma açılmak suretiyle davanın görülmesini gerekli kılar. Nitekim geçici 5., yani son fıkrasında bu yönde bir düzenlemeye ve duruşma açılması gereğine yer verildiği 5252 sayılı Kanunun 9. maddesinin 4. fıkrasına benzer bir hüküm bulunmadığından, yapılan değişiklikle açılan uyarlama davası ve yapılacak duruşma sürecinde suç/dava zamanaşımı işlemeye devam edecektir. Çünkü bu durumda mahkumiyet kararının kesin hüküm etkisi kalkmış ve dava yeniden görülmeye başlamış olmakla, bunun aksini gösteren bir hüküm de 7394 sayılı Kanun değişikliğinde öngörülmediğinden, suç/dava zamanaşımına ilişkin hükümlerin uygulanmayacağına dair bir sonuca gidilemez, yani kesinleşen bir dosyada duruşma açılmakla zamanaşımı yeniden işlemeye başlar ve uyarlama davası süreci kesinleşinceye kadar devam eder, eğer bu süreçte dava zamanaşımı dolarsa davanın düşmesine karar süresi, TCK öngörülen süreler ile tanımlanan durma veya kesilme koşullarına göre hesaplanır. Dava zamanaşımında azami süre geçilemez. Örneğin, cezanın üst haddine göre toplam süre 12 yıldır. Yeni ceza süresinin 8 yıla çekilmesi, TCK gereğince dava zamanaşımı yönünden fail aleyhine 22,5 yıl olarak tatbik edilemez. Bu görüşü destekleyen, fakat karşı görüş olarak dava zamanaşımının lehe olan süre üzerinden baştan itibaren uygulanması gerektiği ileri sürülebilir. Bu görüşün yasal dayanağının olmadığını ifade etmek davası olarak adlandırılan ve failin lehine olabilecek hükümlerin olup olmadığının, varsa bunların tatbikini öngören ceza kanunlarının fail lehine uygulanması amacıyla kesinleştiği halde tekrar açılan dava ve buna bağlı duruşma sırasında, dosya tekrar açıldığından sadece değişikliklerle sınırlı bir inceleme ve uygulama yapmakla yetinilmemeli, gerek bu değişikliklerin tatbiki ve gerekse tekrar başlayan kovuşturma sırasında dikkat çeken veya CMK ve uyarınca dosyaya sunulan deliller, durum değişiklikleri ve kesinleşme öncesinde yapılan yargılama sürecinde fark edilen lehe olabilecek maddi ve hukuki hatalar da giderilmeli, işin esasına girilmeli, yalnızca usule ilişkin bir müdahale yapıldığından bahisle salt lehe değişikliklerin olup olmadığını ve varsa bunların faile tatbiki ile yetinilmemeli, yeniden duruşma açıldığından eksik veya hatalı olan hususlar da giderilmeli, böylelikle yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak gözönünde bulundurulacak hususlar da dahil olmak üzere, davanın esasına etkili tespitlerin dikkate alınması suretiyle maddi hakikate ve adalete “uyarlama davası” olarak bilinen dava ile bu süreçte başlayan duruşmada, kovuşturma deyim yerinde ise sil baştan, yani tüm kovuşturma süreci iş ve işlemleri tekrarlanmak suretiyle yapılmaz. Esas olan; lehe kanun değişikliklerinin tespiti ile somut olaya ve faile tatbikinden ibarettir, ancak yeniden görülecek duruşma sırasında tespit edilen hatalar ve yeni ortaya çıkan lehe hususlar varsa, maddi hakikate ve adalete ulaşılması amacıyla elbette bunlar incelenmeli ve göz önünde bulundurulmalıdır.” “Vergi kaçakçılığı suçlarında binlerce kişi hapisten kurtulacak” başlıklı Burak ASLANPINAR yazısı için tıklayınız. TBMM’ye sunulan Yeni Torba Kanun Teklifi ile Vergi Usul Kanunu’nun “Vergi Kaçakçılığı Suçları ve Cezaları”na ilişkin 359. maddesinde çok önemli değişiklikler yapılıyor. Bu değişiklikler; incelemeleri, soruşturmaları, ceza davaları devam eden hatta hapis cezası almış binlerce kişiyi ilgilendiriyor. Yani binlerce kişi hapse girmekten kurtulabilir ya da cezaevinden çıkabilir. 1 Değişikliklerin 3 maddede özeti Söz konusu değişiklikler özetle şunları içeriyor 1- Farklı takvim yıllarında işlenen vergi kaçakçılığı suçları örneğin sahte fatura düzenleme ya da kullanma için zincirleme suç hükümleri uygulanacak. Böylece birden fazla yılda vergi kaçakçılığı fiili olsa da tek bir cezaya hükmedilerek 15-20 yılı bulan ağır ve orantısız cezalar önlenmiş 2- Vergi kaçakçılığı fiillerinden üst sınırı 3 yıl olanlar 5 yıla, 5 yıl olanlar 8 yıla çıkarılacak. Ancak alt sınırlarda bir değişiklik yapılmayacak. Bu nedenle verilmesi muhtemel hapis cezası hükümlerine çok etkisi olmayabilir. 3- Vergi kaçakçılığı fiili vergi ziyaına kaybına da neden olduysa; bu vergi, gecikme faizi, gecikme zammı ve vergi ziyaı cezasının yarısı soruşturma evresinde savcılık aşamasında ödenirse hapis cezası yarısına inecek. Aynı ödeme kovuşturma evresinde ceza mahkemesinde yapılırsa hapis cezasının üçte biri indirilecek. Ortada vergi ziyaı ve cezası yoksa verilecek hapis cezası yarı oranında indirilecek. Söz konusu hapis cezası indiriminden faydalanabilmek için vergi mahkemesinde dava açılmaması, açılmışsa feragat edilmesi, kanun yollarına başvurulmaması veya başvurulmuşsa vazgeçilmesi şart olacak2. Bu yazıda yalnızca farklı takvim yıllarında işlenen vergi kaçakçılığı suçları için zincirleme suç hükümlerinin uygulanması ile bu uygulamanın vergi kaçakçılığı suçundan şüpheli, sanık ya da hükümlü durumda olanlara etkisini inceleyerek diğer maddeleri ayrıntılı değerlendirmek üzere başka yazılara bırakacağız. 2 Zincirleme suç düzenlemesine neden ihtiyaç duyuldu? Farklı takvim yıllarındaki vergi kaçakçılığı fiilleri bakımından zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesine ilişkin değişikliğin önemini anlatabilmek için öncelikle mevcuttaki yargı uygulamasına değinmek gerekir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2002 yılında verdiği bir kararla başlayan ve daha sonra hem Yargıtay dairelerinin hem de istinafın devreye girmesiyle birlikte bölge adliye mahkemelerinin benimsediği yerleşmiş bir görüş bulunmaktaydı3. Bu görüşe göre, VUK’un 359. maddesi bakımından teselsül yani zincirleme suç hükümleri, yalnızca aynı yıl için uygulanabiliyor ve başka bir takvim yılındaki fiil için ayrı bir ceza veriliyordu. Yargıtay’ın bu yaklaşımı sonucunda; aynı yıl örneğin 2015 yılı içinde yüzlerce sahte belge düzenleyen/kullanan mükellef tek ceza alırken, yalnızca iki fatura düzenleyen ancak bu faturaları birkaç gün arayla da olsa farklı yıllardaki tarihlerde düzenleyen örneğin ve tarihlerinde iki ayrı ceza almaktaydı. Oysa suçta ve karşılığındaki cezada orantılılık olmadığı, suç ve ceza bakımından böyle bir takvim yılı ölçütünün VUK ya da TCK’da bulunmadığı, vergi ziyaının kaybının suçun unsuru olmaması nedeniyle vergilendirme dönemi ayrımı yapmanın bir anlamı olmadığı açıktı. Nitekim bu şekildeki yerleşmiş kararların Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne, Anayasa’ya ve TCK’ya uygun olmadığı hem akademik mecrada hem de yargılama faaliyetleri esnasında tarafımızdan ve konuyla ilgili diğer bazı uygulamacı ve akademisyenler tarafından çok kez ifade edilmiş olmasına karşın yargı kararları değişiklik göstermedi. Neticede, oluşan adaletsiz durum ve bazı mağduriyetler neticesinde kanunda yeni bir düzenleme yapılması gereği görüldü. 3 VUK’un 359. maddesinin birden fazla yılda ihlalinde zincirleme suç uygulanıp tek ceza verilmesi 16 yıllık ceza 3 yıla inecek Getirilecek yeni hükümle; VUK’un 359. maddesinde düzenlenen suçların birden fazla takvim yılı veya vergilendirme dönemi içinde aynı suç isleme kararının icrası kapsamında işlenmesi halinde, Türk Ceza Kanunu’nun 43. maddesi zincirleme suç uygulanacak. Böylece birden fazla yıldaki örneğin 2013, 2014, 2015, 2016, 2017 vergi kaçakçılığı suçu fiilinden yargılanan bir kişiye yalnızca tek ceza verilecek ancak bu ceza zincirleme suç uygulanarak ¼ ilâ ¾ oranında artırılacak. Bu durumda, sahte belge naylon fatura kullanma fiili nedeniyle mevcuttaki yerleşmiş yargı kararlarına göre 16 yıldan fazla ceza alabilecek bir kişi hakkında yalnızca 3 yıl ve 1,5 ay cezaya hükmedilebilecek. İnfaz hükümleri de dikkate alındığında bu kişi fiilen hiç hapse girmeyebilecek ya da halihazırda cezaevindeyse tahliye olabilecek. 4 Cezası kesinleşmiş olanlar için tahliye yolu “Uyarlama Yargılaması” Yeni düzenleme yasalaştıktan sonra halihazırda ceza soruşturması ve yargılaması devam edenler, “ceza kanunlarının zaman bakımından uyulanması” hükümleri gereğince “lehe kanun” olan yeni düzenlemeden doğrudan yararlanacaklar. Yani bu kişiler hakkında farklı yıllara ilişkin fiillerden yargılama olsa da zincirleme suç nezdinde tek cezaya hükmedilebilecek. Cezaları kesinleşmiş olanlar içinse yeni bir talepte bulunulması ve takip edilmesi gerekiyor. Vergi, ceza, ceza usul ve ceza infaz hukuku alanlarında uzmanlık gerektiren bu sürecin adı ise “Uyarlama Yargılaması”. Kanunun lehe değişikliğinin yürürlüğe girmesinden sonra, sözü edilen konularda uzman avukat/avukatlar vasıtayla takip edilecek bir süreçle, vergi kaçakçılığı suçlarından hapis cezası kesinleşmiş on binlerce kişiye tahliye yolu görünüyor. İktidar Milletvekilleri, 25 Mart 2022 Cuma günü “Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifini” Meclis'e sundular. Teklif, 39 maddeden oluşuyor ve çok önemli değişiklikler içeriyor. Bu yazımda, Vergi Usul Kanunu'nun VUK 359. maddesi ile ilgili teklifte yer alan değişiklikleri dikkatinize sunacağım. Bir ülke düşünün; 1 milyona yakın Kurumlar Vergisi mükellefi ve 2 milyon 200 bin gerçek usulde Gelir Vergisi mükellefi var. Üç milyon 200 bin vergi mükellefi olan ülkede, bugün itibarıyla “sahte belge düzenleme ve kullanma” fiili nedeniyle Asliye Ceza Mahkemelerinde dava var. Sanık sayısı ise, sıkı durun, 1 milyon 500 bin kişi. Bu işte bir terslik olduğu açık değil mi? CEZALARDA ÜST SINIR YÜKSELTİLİYOR Vergi Usul Kanunu'nun “Kaçakçılık Suçları ve Cezaları” başlıklı 359. maddesinde önemli değişiklikler öngörülüyor. Bu maddede belirtilen hapis cezalarının üst sınırı artırılıyor. a bendinde yer alan “18 aydan 3 yıla kadar” ibaresi “18 aydan 5 yıla kadar” şeklinde değiştiriliyor. b ve ç fıkralarında yer alan “3 yıldan 5 yıla kadar” ibareleri “3 yıldan 8 yıla kadar”, c fıkrasında yer alan “2 yıldan 5 yıla kadar” ibaresi “2 yıldan 8 yıla kadar” şeklinde değiştirildi. Şu ana kadar oluşan dosyalara çözüm getirilirken, bundan sonrasına ilişkin olarak caydırıcı olmak adına cezaların üst sınırlarının artırılması hedefleniyor. ETKİN PİŞMANLIK VUK 359. madde kapsamındaki suçlar bakımından soruşturma ve kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık düzenlemesi getiriliyor. Tarh edilen verginin hesaplanan gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yarısı ve buna isabet eden gecikme zammı; 1- Soruşturma aşamasında ödenmesi halinde, fail hakkında verilecek hapis cezası yarı oranında, 2- Kovuşturma aşamasında hüküm verilinceye kadar ödenmesi halinde, üçte bir oranında indirim yapılacak. Etkin pişmanlıktan yararlanılabilmesi için; vergi mahkemesinde dava açılmaması, açılmışsa feragat edilmesi, kanun yollarına başvurulmaması ve başvurulmuşsa vazgeçilmesi gerekiyor. Zincirleme suç hükümleri uygulanacak Birden fazla yılda aynı suçu işleyenlere; ayrı ayrı her yıl için değil, tek bir yıldan ceza verilecek. Farklı takvim yıllarında işlenen vergi kaçakçılığı suçları olan sahte fatura düzenleme ve kullanma fiili için Türk Ceza Kanunu'nun zincirleme suç hükümleri uygulanacak TCK 43. madde. Bu şekilde birden fazla yılda vergi kaçakçılığı fiili işlense de tek bir cezaya hükmedilecek. İşlenen suçun birden fazla takvim yılı veya vergilendirme dönemi içinde “aynı suç işleme kararının icrası kapsamında“ işlendiğine mahkemenin kanaat getirmesi halinde, ancak “zincirleme suç” hükümlerinin uygulanabileceğinin altını çizelim. Bu düzenleme ile 25 yılı bulan ağır ve orantısız cezalar önlenmiş olacak. HAPİSE GİRMEMEK İÇİN, BİR YILLIK ÖDEME SÜRESİ TANINIYOR Bu değişiklik; sadece incelemeleri, soruşturmaları, ceza davaları devam eden kişileri değil, hapis cezası almış binlerce kişiyi de etkiliyor. Haklarında hüküm verilmiş olup da dosyası infaz aşamasında olanlar; kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren bir yıl içinde vergi, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile vergi cezalarının yarısını ödemeleri koşulu ile soruşturma evresi için yapılan etkin pişmanlık düzenlemesinden faydalanabilirler. Bu durumda hapis cezaları yarıya indirilecek. Matrah artırımında bulunulduğu için haklarında tarhiyat yapılmayan ya da vergi davası açıp davaları kazanan ve kararları kesinleşenlere, Asliye Ceza Mahkemeleri cezaları verirken yarı oranında indirim yapacaklardır. DÜZELTİLMESİ GEREKENLER… Toplumsal bir sorun haline dönüşen “VUK 359 “mağdurlarının sorunlarının çözümü için uzun bir bekleyişten sonra, böyle bir yasa teklifinin ortaya çıkmasını çok olumlu bulduğumu ifade etmeliyim. Ortaya çıkan teklif metninde, birçok soruna da neden olabilecek çelişkili düzenlemeler mevcut. Bunları biz ortaya koyalım, belki Komisyon ve TBMM'de çözülür. – Etkin pişmanlıktan faydalanmak isteyen sahte belge düzenleyenlere, kullanıcılara göre büyük avantaj sağlanıyor. Ülkemizde, sahte belge düzenleyenlere %2 komisyon geliri üzerinden gelir ya da kurumlar vergisi ve bu gelirin üzerinden KDV tarhiyatı yapıldığı için, kullanıcılara göre daha düşük rakamlarla sorunlarını çözecekler. Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın Katma Değer Vergisi'ne ilişkin düzenlediği genel tebliğlerde ortaya koyduğu düzenlemeleri inkâr eden bir sonuç ortaya çıkıyor. – Hüküm giymiş olanlara ödeme için 1 yıl değil, 36 ay süre tanınmalıdır. – Kaçakçılık suçları nedeniyle ceza; Hazine'yi zarara uğratmaktan değil, kamu düzenini bozmaktan verilmektedir. Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak için, mükellefleri dava açmamaya ve açılmış olan davalardan feragata zorlamak; ceza tehdidi ile kanunlara aykırı vergi ve cezayı tahsil etme niyeti olarak yorumlanabilir ve durumdan vazife çıkaranlar olabilir. Dava açmama konusundaki ısrardan vazgeçmekte yarar var. Yazımı 7326 sayılı Kanun'dan faydalandığı halde, ödeme şartlarını ihlal edenlere bir müjde vererek noktalayayım. Çok yakın bir zamanda, sizlere bir hak daha tanınacak. Paraları hazırlamaya başlayın… NEDİM TÜRKMEN Giriş Tarihi 0933 Son Güncelleme 1016 Vergi Usul Kanunu'ndaki düzenlemeyle ilgili çalışmalar sürüyor. Düzenlemenin yapılması halinde birçok kişinin mağduriyetinin giderileceğini kaydeden Avukat Alev Acar, hakkaniyete uygun bir cezalandırmanın da olacağını söyledi. Vergi Usul Kanunu'ndaki düzenlemenin yapılması halinde birçok kişinin mağduriyetinin giderileceğini kaydeden Avukat Alev Acar, hakkaniyete uygun bir cezalandırmanın da olacağını söyledi. Pazartesi günü görüşülecek olan Vergi Usul Kanunu'na ilişkin açıklamada bulunan Avukat Alev Acar, "213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nda yasalara uygun olmayan fiiller için fiilin ağırlığına göre cezai yaptırımlar öngörülmüştür. Bu yaptırımlar vergi suçları için hürriyeti bağlayıcı, vergi kabahatleri için idari para cezaları, fiilin niteliğine göre hem adli hem idari para cezası şeklinde olabilmektedir. 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359. maddesinde vergi kaçakçılığı suçu tanımlanmıştır. 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359. Maddesinin b bendine göre; vergi kanunları uyarınca tutulan veya düzenlenen ve saklama ve ibraz mecburiyeti bulunan defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar, üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır" ifadelerine yer verdi. Özellikle 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359/b maddesinde yer alan sahte fatura kullanmak ve sahte fatura düzenlemek suçları açısından çok ciddi mağduriyetlerin olduğunu kaydeden Acar, "Adalet Bakanlığı'nın 2020 verilerine göre 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'na ilişkin toplam 34 bin 945 dosya mevcut olup bunlardan 2 bin 888 tanesine ilişkin kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş, 26 bin 518 adet dava açılmıştır. Görüldüğü üzere vergi kaçakçılığı suçundan çok ciddi sayıda insan yargılanmakta ve çok yüksek bir oranla ceza almaktadırlar. Suç ile yaptırım arasındaki dengenin ceza adaletine uygun olması gerekmektedir. Kanun koyucunun özellikle çok ciddi mağduriyetlere neden olan 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359. Maddesinde tanımlanan vergi kaçakçılığı suçları ile bunlara verilecek cezalar arasında adil bir denge oluşacak şekilde bir düzenleme yapmasını bekliyoruz" dedi. MEVCUT KANUNDA HER TAKVİM YILI AYRI AYRI CEZALANDIRILIYOR Acar, bu suçlarda her bir takvim yılının ayrı suç kabul edildiğini ve yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca her bir takvim yılının ayrı suç kabul edilerek her yıl için ayrı ceza verildiğini belirterek, şunları söyledi"Ayrıca yine aynı yıl içinde suça konu birden fazla fatura söz konusu ise bu halde de her yıl için ayrı ayrı zincirleme suç hükümleri uygulanmakta ve ceza miktarı artmaktadır. Somutlaştırarak açıklayacak olursak, 2015-2016-2017 yıllarında sahte fatura düzenlemek/kullanmak suçundan yargılanan bir kişi, yargılama sonunda suçlu bulunur ise; bu halde her yıl için 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır. Ayrıca her yıl içinde birden fazla fatura suç konusu ise bu halde her yıl için ayrıca zincirleme suç hükümleri uygulanacak ve yıl başına verilecek ceza dörtte birinden, dörtte üçüne kadar artırılabilecektir. Kişinin aynı yıl içinde birden fazla fatura düzenlediğini/kullandığını varsayar ve Türk Ceza Kanununun 43. maddesi uyarınca dörtte bir oranında artırım uygulandığını düşünürsek, bu kişi 3 kez ayrı ayrı olmak üzere 3 yıl 9 ay ceza alacak yani toplamda 11 yıl 3 ay cezalandırılacaktır. Mevcut kanunda, her takvim yılının ayrı ayrı cezalandırılmasının yanı sıra; vergi ziyaı şartının bulunmaması, miktar, tutar ve işlem adedi bakımından bir ayrımın bulunmaması huşuları da ayrıca mağduriyet yaratmaktadır. Ayrıca sahte fatura kullanan kişinin bu faturanın sahte olup olmadığını bilip bilmemesinin de ne yazık ki hukuki bir karşılığı bulunmamaktadır." DÜZENLEMENİN YAPILMASIYLA MAĞDURİYETLER GİDERİLECEK Vergi Usul Kanunu'na ilişkin hükümet tarafından çeşitli düzenlemeler ve farklı tasarılar üzerinde çalışıldığını sözlerine ekleyen Acar, "Uzun zamandır 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359. maddesinde tanımlanan suçlara uygulanan cezaların hakkaniyete uygun olmadığı gerekçesi ile düzeltilmesi gerektiği yönündeki görüşleri hem akademisyenler, hem de hukukçular olarak bizler çeşitli platformlarda dile getirmekteyiz. Bu konu zaman zaman kanun koyucunun gündemine gelmiş ise de henüz somut bir düzenleme bugüne kadar ne yazık ki yapılamadı. Hükümet kurmaylarından yapılan açıklamalara göre, vergi kaçakçılığı cezasının zincirleme suç kapsamına alınacağı ve etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanacağı belirtildi. Bu düzenlemenin gelmesi halinde aynı suç birden fazla takvim döneminde işlense dahi suça ilişkin kanunda öngörülen ceza verilecek ve zincirleme suç hükümleri uygulanarak temel ceza miktarında artırım uygulanacaktır. Somut bir örnek verecek olursak; 2015-2016-2017 yıllarında sahte fatura düzenlemek/kullanmak suçundan yargılanan bir kişi, yargılama sonunda suçlu bulunur ise; bu suçtan öngörülen ceza bir kez uygulanacak ve birden fazla takvim döneminde aynı suçu işlediği için 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 43. maddesinde tanımlanan zincirleme suç hükümleri uygulanarak cezada artırım yapılacaktır. Yani mevcut halinde olduğu gibi her takvim dönemine ayrı ayrı ceza verilmeyecektir. Söz konusu düzenlemenin yapılması halinde birçok kişinin mağduriyeti giderildiği gibi hakkaniyete de uygun bir cezalandırma söz konusu olacaktır" ifadelerini kullandı. İki yıl sahte fatura düzenleyen bir kişi ile 4 yıl sahte fatura kullanan kişinin cezasının aynı olmaması, yine 3 tane sahte fatura kullanan kişi ile 500 tane sahte fatura kullanan kişinin cezasının aynı olmaması gerektiğini vurgulayan Acar, "Tasarılara ilişkin yapılan açıklamalarda yer aldığı üzere, kişiye takvim yılı başına değil de toplamda bir kez ceza verilmesi ve şartları oluşuyor ise zincirleme suç hükümlerinin uygulanması bir nebze de olsa bu suçtan ceza alan kişilerin mağduriyetini giderecek olsa da; belirtmiş olduğumuz diğer hususlara ilişkin de düzenlemeler yapılırsa daha fazla mağduriyet giderilecektir. Yine etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması, hazinenin uğradığı zararın tazmin edilmesi ile verilecek cezada indirim sağlanması da son derece önemlidir" diye konuştu. YARGITAY TARAFINDAN VERİLECEK EMSAL KARAR YETERLİ OLACAKTIR Mevcut tasarının yasalaşmasının uzun sürme ihtimaline karşı bir kısım mağduriyetlerin giderilmesi açısından Yargıtay tarafından verilecek bir emsal kararın da yeterli olacağına dikkat çeken Acar, "Şöyle ki, Yargıtay yerleşik içtihatlarında; 'hesap dönemi-takvim yılı' ölçütü esas alınarak kabul edilen 'aynı suç işleme kararı' ve 'teselsül eden suç' kavramları, Türk Ceza Kanunu'nun 43. maddesinde ve 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun herhangi bir maddesinde kabul edilmemiştir. Yani her takvim yılına ilişkin ayrı ayrı ceza verileceği yönünde 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nda bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu doğrultuda, aslında yasal düzenleme beklenmeden Yargıtay tarafından çıkarılacak bir emsal karar ile takvim yılı başına ceza verilmesine yönelik görüş değiştirilerek, suçun oluştuğu ve devam ettiği her mali yıl için ayrı ayrı cezaya hükmedilmeyeceği yönünde karar verilmesi ile vergi kaçakçılığı suçundan oluşan mağduriyetlerin büyük bir kısmı ortadan kalkacaktır" dedi.

vuk 359 düzenleme son dakika