. akp diyarbakir milletvekili aziz akgulun ba$kanligini yaptigi vakif. toplumdaki demografik disparitelerin giderilmesi amaciyla benglade$teki grammen bankasi modelini temel alan bir yoksulbank kurmak ve toplumsal platformda arka planda kalmi$ kitlelere mikro krediler dagitmak/ dagittirmak misyonunu ustlenmi$ ve bu amacta diyarbakiri pilot bolge olarak tayin etmi$ kurulu$. millete israf etmeyin telkininde bulunmadan önce başımızdakilerin*bilmem kaç yüz milyar liralar harcayıp aldıkları volkswagen phaeton ve tuareg marka arabaların israf olup olmadığını tartışın denmesi gereken göz boyama amaçlı paravan vakıf. "ülkemizi yönetmekte olan devlet büyüklerimiz tarafından ortalama fiyatı 375 milyar türk lirası olan phaeton ve tuareg marka araçların satın alınması israf olarak değerlendirilebilir mi?, vakfınız bu tür araç alımlarının israf kapsamına girdiğini düşünüyorsa bu konuda ne gibi tedbirler alınması gerekir? vakfınız bu tedbirler konusunda yetkili makamlara herhangi bir başvuruda bulunmuş mudur?" sorularını içeren faksıma 5 gündür yanıt vermeyen vakıfcık. üye olmak isteyenlerin 0312-420-59-18 numaralı telefona başvurabileceği güzide vakfımız. ishal danışma hattı bu görevi yerine getirmek için hazırlanmış en güzel örneklerden, ilgililere duyurulur. vodafone ile işbirliğine giderek özellikle yoksul kesimlerdeki kadın girişimcilere kredi sağlama konusunda çalışmalar yapan vakıf. boşa kürek çeken vakıf. vakfin yonetimindeki kisiler akp'lilerden olusuyorbkz oksimoron ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.
Sayıştay Başkanlığı’nın Amasya İl Özel İdaresi 2018 yılı denetim raporu tamamlandı. Raporda, Amasya İl Özel İdaresi’nin, kendi sorumluluğunda olan “yoksullara mikrokredi verilmesi” görevini, 2008 yılında imzalanan bir protokolle, adı belirtilmeyen bir vakfa verildiğine dikkat çekildi. Cumhuriyet’in edindiği bilgilere göre, bu vakfın, “Serpme kahvaltı israftır” açıklamalarıyla gündeme gelen eski AKP Diyarbakır Milletvekili Aziz Akgül’ün başkanlığını yaptığı Türkiye İsrafı Önleme Vakfı TİSVA olduğu ortaya çıktı. Protokol kapsamında idare, 2015 yılına kadar vakfa 560 bin TL ödedi. Ardından Sayıştay Başkanlığı, 2015 yılında yaptığı denetimlerde, 560 bin TL hibe nedeniyle idareyi uyardı. İdare, uyarının ardından vakıfla yaptığı protokolü tek taraflı olarak fes etti ve hibe ettiği 560 bin TL’yi vakıftan geri istedi. Ayrıca, İdare, 2016 yılı muhasebe kayıtlarına, vakıftan 560 bin TL alacağı olduğunu da not yılda sadece 50 bin ödediİdare ve vakıf, 6 ay içinde paranın iadesi için gayrı resmî bir anlaşmaya vardı. Ancak Sayıştay raporlarına göre vakıf, 3 yıl içinde, aldığı paranın sadece 50 bin TL’sini geri ödedi. Geri kalan 510 bin TL ise hala Amasya İl Özel İdaresi’ne ödenmedi. Aynı zamanda idarenin, ödenmeyen 510 bin TL’nin iadesi için idari ya da hukuki bir işlem başlatmaması da dikkat çekti.Yoksullara verdik ödeyemiyoruz’Amaya İl Özel İdaresi, konuya ilişkin Sayıştay Başkanlığı’na verdiği yanıtta ise, söz konusu parayı geri istediklerini ancak vakıftan “paranın yoksullar için kullanıldığı gerekçesiyle hemen ödenmesinin mümkün olmadığı” yanıtını aldıkları belirtildi. Gerekçede ayrıca “Bu nedenle vakıf ile ilgili protokolün tek taraflı olarak feshedildiği ve 2015 yılından sonra vakfa herhangi bir şekilde kredi verilmediği, kalan meblağın tahsili için idari ve hukuki işlemlerin başlatılacağı, bundan sonra yoksullara mikro kredi verilmesi görevinin idarece yerine getirileceği ve ilgili hesaplarda takibinin yapılacağı belirtilmektedir” ifadeleri de yer oğul yönetimdelerÖte yandan, Amasya İl Özel İdaresi’nin internet sitesinde de, vakıfla düzenlenen yardım protokolünün 2008 yılında yapıldığı bilgisi yer aldı. İdarenin sitesinde 2014 yılına ait bir haberden paylaşılan “Tüm bu amaçlar doğrultusunda, TİSVA Türkiye İsrafı Önleme Vakfı ile Amasya İl Özel İdaresi arasında 2008 yılında oluşturulan protokolle her yıl bütçeden yapılan kredi yardımı 2014 yılında da 100 bin TL olarak gerçekleştirilmiştir” ifadeleri yer aldı. TİSVA’nın yönetim kurulunda, Aziz Akgül’ün oğlu Halil Fatih Akgül ile 2015’te AKP Isparta milletvekili aday adayı olan Ahmet Kaya Bağ’ın da olması dikkat çekti. Vakıf senedinde ise, başkanlığının “babadan oğula geçeceği” belirtilerek şu ifadeler yer aldı“Mütevelli heyet başkanı Prof. Dr. Aziz AKGÜL olup, kendi isteğiyle ayrılmadığı takdirde başkanlık hayatı boyunca devam eder. Ayrılışından veya ölümünden sonra oğlu Halil Fatih AKGÜL Mütevelli Heyeti Başkanı olacaktır.” AMASYA
Zafer Özcivan Ekonomist İnsanlığın temelinde yatan ve sayısı sonsuza kadar giden ihtiyaçlar dizini söz konusudur. Bunlar en temel olarak beslenme, hava, su, barınma, korunma olarak sınırlanabilir. Maslow’un ihtiyaç teorisinde belirtildiği gibi insan en temel ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra diğer ihtiyaçlara sıra gelmektedir. Bunlar tatil ihtiyacı, itibar görme, en iyi şekilde beslenme, en iyi şekilde giyinme, en lüks arabaya binme gibi sıralanabilir. Türk Dil Kurumu’nun sözlük tanımına göre israf ’Gereksiz yere para, zaman, emek vb. harcama, savurganlık’ anlamına gelmektedir. Tanımdan da anlaşılacağı üzere boşa giden zaman, gereksiz yere harcanan para, boş yere verilen emek, ihtiyaçtan fazla satın alınan kıyafet, yiyecek maddeleri, elektronik eşyalar, ev gereçleri, güzellik ve bakım ürünleri vd. hepsi birer israf kalemini teşkil eder. Günümüzde geri gelmeyen tek faktör zaman olduğu için zaman kaybı en çok israf kalemidir. İsraf etmemek cimrilikle karıştırılmamalıdır. Çünkü gereği kadar tüketim yapmak veya ihtiyaçları kontrollü olarak kullanmak hiçbir zaman cimrilik değildir. İsraf, dinimizce de haram kılınmıştır. Günümüzde lüks yaşam ve gelir düzeyinin artmasıyla birlikte israf kalemleri de buna paralel biçimde artmıştır. Bu artışın en büyük sebebi reklamlar ve tüketim alışkanlığımızdaki değişiklikler olabilir. Günlük yaşamımızdan örnekler vermek gerekirse; - Tıraş olurken veya diş fırçalarken suyu kapatmayız. Bunun sonucunda israf edilen suyu hesaplamak gerekirse seksen dört milyon nüfuslu ülkede ne kadar suyun boşa aktığını varın siz hesaplayın. - Kullandığımız pet şişelerin içi boşaldıktan sonra çöp kutusuna atıyoruz. Doğaya bırakılan bir pet şişe veya poşet yüzlerce hatta binlerce yıl çürümeden erimeden aynı şekilde kalıyor ve bu da çevre kirliliğine neden oluyor. Geçtiğimiz yıl hükümetin poşetleri 25 kuruş gibi cüzi şekilde paralı yapması, bir nebze olsun poşet tasarrufu yapılmasına yol açmıştır. Pet şişelerde de depozito getirilmesi gündeme alınabilir. Daha da ötesi pet şişelerin geri dönüşümde kullanılması mümkün olmayabilir ama bunun yerine depozitolu cam şişe kullanımı yaygınlaştırılabilir. Çünkü cam şişe hem sağlıklı hem de kırılsa bile eritilerek tekrar kullanılabilir. Üretimde bir kavram vardır SUYUN AYAK İZİ. Üretim süresince kullanılan su miktarının ölçülmesi suyun ayak izi olarak tanımlanır. Bu bağlamda gıdalar da su kullanarak hazırlandığına göre birkaç örnekle bu konuyu açalım. - Bir parça biftek için harcanan su miktarı=7,000 litre - Bir kg. Tereyağı için harcanan su miktarı=5,300 litre - Bir hamburger için harcanan su miktarı=2,400 litredir. Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Başkanı Aziz Akgül, ekmek israfının beraberinde yaklaşık 2 milyon 500 bin metreküp su kaybına sebebiyet verdiğine değinirken bu miktardaki bir suyun İstanbul'un bir günlük su ihtiyacını karşılayacak büyüklükte olduğunu ifade etmiştir. - Reklamlar veya vitrinlerde gösterilen aktivitelerin gözlerimizi aldatması nedeniyle ihtiyacımız olmayan kıyafet veya aksesuarları satın alabiliriz. Çoğunlukla bunlar kısa süreli kullanıldıktan sonra bir köşede kalmaktadır. Son yıllarda yerel yönetimler, bazı cadde ve sokaklara giysi geri dönüşüm kumbarası koyarak bunların azaltılması yönünde adım atmışlardır. Bir de bizim toplum olarak marka bağımlılığımız, yeni çıkan bir marka veya ürünü satın alıp kullanarak sosyal çevremizde kendimizi ispatlama dürtümüz maalesef öne çıkmaktadır. Özellikle gençler arasında bu tutum yaygındır ve israftan başka bir şey değildir. - Örneğin Antalya sebze haline gelen gıdaların büyük çoğunluğu satış sırasında veya satılmak üzereyken ezilip çöpe gidiyor. Daha sonra sebze ve meyveler Anadolu’nun çeşitli merkezlerine sevk edildikten sonra gittikleri yerde de aynı akıbetle karşı karşıya kalıyor. Tonlarca sebze ve meyve atılmak durumunda kalıyor. Verilen emek, harcanan para vd. israf edilmiş oluyor. Ülkemizde en çok israf kalemlerinin başında gıda maddeleri gelmektedir. Araştırmalara göre son beş yılda ülkemizde yıllık ortalama 26 milyon ton gıda israf edilmektedir. İsrafın hacmi buna göre neredeyse 2,5 milyon kamyon büyüklüğündedir. Bir başka örnek de özellikle tatil bölgelerinde faaliyet gösteren otellerde yapılan israfın boyutları son derece büyüktür. Otellerin açık büfe restoranlarında alınan yemeklerin büyük çoğunluğu tabakta bırakılmakta ancak bazı turistik işletmelerin artık yemekleri hayvanlara vererek değerlendirdikleri de bilinmektedir. Oteller de her şey dahil sistemi ile bir yerde israfın önünü açmaktadır. Türkiye israfı önleme vakfının 2020 yılı raporunda belirtildiğine göre yıllık gıda israfımız 40 milyar TL civarındadır. Ekonomik olarak sıkıntılı bir süreçten geçtiğimiz şu dönemde bu parayla neler yapılabilir, nerelerde kullanılabilir düşünmek ve hesaplamak gerekir. - Toplumsal gelir düzeyinin artmasıyla birlikte trafikte araç sayısı da çoğalmıştır. Ancak akaryakıt fiyatlarının artmasıyla birlikte tasarruf ve gereksiz araç kullanımının da önüne geçilmelidir. Yürümek hem sağlığa faydalı hem de israfı önlemek için uygulanan bir yöntem olmalıdır. - En başta çoluk çocuk, kadın erkek, genç yaşlı hepimizin kullandığı ve bir lüks kullanım aracı değil ihtiyaç haline gelen cep telefonları ve bilgisayarlar başta olmak üzere kullandığımız elektronik eşyaların da önemli miktarda israfı yapılmaktadır. Gelişen teknolojinin hızına ayak uydurmak neredeyse imkânsız hale geldiğinden ortalama her iki yılda bir elektronik eşyaları yenisi ve en son teknoloji ile çalışanı ile değiştiriyoruz. Ancak bunların bu kadar sık periyotlarda değişimi tamamen bir israftır. Önemli olan kullandığımız elektronik aletlerin fonksiyonlarını yerine getirip getirmediğidir. Çünkü bunlara ödenen paralar son derece astronomik rakamlardır. Özellikle cep telefonu üreticilerinin cihazın ömrünü kısa tutarak tüketicinin değişim yapmasına yönlendirmeleri de gelen duyumlar arasındadır. - Bir diğer konu geri dönüşüm olanaklarının sonuna kadar kullanılmasıdır. Örneğin yağmur suları biriktirilerek en basit şekliyle tarım sulama sistemlerinde kullanılabilir. - Özellikle iş yerlerinde, kamu kurum ve kuruluşlarında gözle görünür şekilde kâğıt israfı yapılmaktadır. Günümüzde kâğıt kalem yerine elektronik posta veya mesaj yoluyla iletişim yaygınlaşmaktadır. Başka bir israf yolu da telefon konuşmalarının gereksiz yere uzatılması ve boş konuların konuşulmasıdır. - Hükümetlerin temel görevi devletin tek gelir kaynağı olan vatandaşlardan toplanan vergileri ve diğer kaynakları en verimli şekilde kullanmaktır. Bu konuda personel eğitilmeli ve israfı önleme komisyonları kurulmalıdır. Örnekler daha da çoğaltılabilir ama zamanınızı almamak için burada kesmek zorundayım. Günümüzde bazı insanlarımız israfın farkında değildir ve bu konuya yeterince önem vermemektedir. Bunu önlemek için toplumsal bilinci aşılamak, eğitime ve öğretime önem vermek gerekir hatta okullarda tasarruf ve israf dersleri konulmalıdır. İnsan olarak hepimiz her şeye sahip olmayı her ürünü kullanmayı isteriz ve ihtiyaçlarımız sonsuzdur. Ancak bu ihtiyaçlarımızı karşılamaya çalışırken ayağımızı yorganımıza göre uzatmak zorundayız. Günümüzde olmayan parayı bize harcatmaya yönelik kullanılan kredi kartları bilinçsiz kullanıldığı taktirde bir israf faktörüdür ve kişiyi zor durumda bırakabilir. Sadece kredi kartları değil, vadeli satışlar, reklamlar sürekli olarak tüketimi teşvik etmektedir. Tüm bunlar israf ekonomisinin birer ögeleridir.
2038 Manisa Valisi Yaşar Karadeniz, Türkiye israfı Önleme Vakfı TİSVA organizasyonunda gerçekleştirilen 7 KİBELE isimli belgeselin özel gösterimine katıldı. Manisa Valisi Yaşar Karadeniz, Türkiye israfı Önleme Vakfı TİSVA organizasyonunda gerçekleştirilen 7 KİBELE isimli belgeselin özel gösterimine katıldı. Gösterimin ardından Manisa'da mikro kredi alarak faaliyet gösteren 10 kadın girişimciye kredi çekleri takdim Kaymakamlığı Toplantı Salonunda düzenlenen programa Vali Yaşar Karadeniz'in yanı sıra Şehzadeler Kaymakamı Cemal Hüsnü Çaykara, Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Halil Fatih Akgül, Türkiye İsrafı Önleme Vakfı temsilcileri, Manisa' da mikro kredi alarak faaliyet gösteren kadın girişimciler ve çok sayıda vatandaş Türkiye İsrafı Önleme Vakfından mikrokredi alan ve kendi girişimlerini başlatan, Türkiye'nin 7 farklı bölgesinden kendilerine 'Hepitalist' bir dünya oluşturmaya çalışan dar gelirli mikro girişimci kadınların başarı hikayesini konu alan, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın desteğiyle çekilen 7 KİBELE isimli belgeselin gösterimi ile ve Turizm Bakanlığı'nın desteğiyle çekilen 7 KİBELE isimli belgeselin gösterimi sonrası Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Halil Fatih Akgül, vakfın faaliyetleri ve mikrokredi alarak kendi girişimlerini başlatan kadınların çalışmaları hakkında bilgi verdi.'Üreten şehir Manisa'da kadınlarımız, üretimin dışında düşünülemez'Vali Yaşar Karadeniz programda yaptığı konuşmada, Manisa'nın üreten bir şehir olduğunu ve üreten şehirde kadınlarımızın da üretim zincirinin dışında olmasının düşünülemeyeceğini ifade ederek; "Yetişkin iş gücü nüfusunun yarısı üretip yarısı tüketirse o ülkede istenen gelişme ve kalkınma sağlanamaz. Ülke olarak millet olarak gelişeceksek, kalkınacaksak ister vasıflı olsun, ister vasıfsız olsun yetişmiş insan kaynaklarımızın tamamından istifade etmemiz lazım. Vasıfsız olanları belli eğitimlerden geçirerek vasıflı hale getirmek, üretebilir hale getirmek mümkün" eğitimler ve sağlanan desteklerle kadınlarımızı üretim zincirinin içine dahil etmenin önemli olduğunu da vurgulayan Vali Karadeniz, "Kadınlarımızı istihdama kazandıracak istihdam yollarının mutlaka aranması gerekiyor. Türkiye İsrafı Önleme Vakfının da bu konuya el atmış olması oldukça sevindirici. Bir de bu işin sosyal adalet yönü var. Dar gelirli ailelerimizin sadece yardımlarla geçinmesinin mümkün olmadığını biliyoruz. Bizler sosyal yardımlaşma vakıfları aracılığıyla bu ailelerin geçinmesi için değil ancak zor anlarında tutunabilecekleri bir dalı olacak yardımlar yapabiliyoruz. Zaten geçinmenin yolu çalışma ve üretmekten geçiyor, bunun başka bir alternatifi yok. Dolayısıyla da bu ailelerimizin içinde çalışabilecek, üretebilecek kadınlarımız varsa bunların destekleniyor olması bu açıdan önemli. Daha önce çalıştığım yerlerde de Türkiye İsrafı Önleme Vakfının mikro kredi uygulamasının başarılı ve güzel örnekleri ile karşılaştım. Bugüne kadar bu çalışmalarda emeği geçen başta Aziz hocamız olmak üzere şu anki vakfın yönetimine ve çalışma ekibine, Manisa şubesindeki arkadaşlarımıza ve vakfa katkı sunan herkese, üreten tüm kadınlarımıza şükranlarımı sunuyorum" diye ardından Manisa'da mikro kredi alarak faaliyet gösteren 10 kadın girişimciye kredi çekleri, Vali Yaşar Karadeniz ve protokol üyeleri tarafından teslim edildi. - MANİSA TESK Genel Başkanı Palandöken, Manisa'da esnaf temsilcileriyle bir araya geldi Dönmez 'Akkuyu NGS Proje takviminde bir aksamaya müsaade edemeyiz' Dönmez 'Akdeniz'de 45-60 günlük süremiz var. Bu sürede sondajımızı tamamlayacağız. Keşif bulursak milletimizle müjdeyi paylaşacağız.' Kaynak İHA Yaşar Karadeniz, Karadeniz, Türkiye, Manisa, Ekonomi, Son Dakika Son Dakika › Ekonomi › Kadın girişimcilere çekleri takdim edildi - Son Dakika Bu haber İhlas Haber Ajansı tarafından hazırlanmış olup habere tarafından hiçbir editöryal müdahalede bulunulmamıştır. İhlas Haber Ajansı tarafından hazırlanan bütün haberler sitemizde hazırlandığı şekliyle otomatik servis edilmektedir. Bu nedenle haberin hukuki muhatabı İhlas Haber Ajansı kurumudur. Son Dakika
türkiye israfı önleme vakfı iletişim